Adalet istiyoruz!

Okunma Sayısı: 4581    |    Yazı Tarihi: 16.06.2022


Her şeye ne çabuk alışıyoruz: Yoksulluğa da alıştık, adaletsizliğe de, tek adam rejimine de! Daha dün söylediğini bugün yalanlıyor, hiç umursamıyoruz! Her şeyi o yapmış, öyle diyor, aferin ne güzel yapmışsın diyoruz. Benden önce Türkiye yoktu, ben kurdum dese inanacağız, oysa iyi kötü işleyen bir ülke aldı, batırmakla meşgul! Ya yolun sonuna geldiğini anladı, batırıp da gideyim, doğrultamasınlar, sonra bak yapamadılar der, yine ben gelirim hesabında, ya da artık ne yaptığını bilmiyor. Bürokrasiyi, adaleti kendine bağlamış, ne derse yaptırıyor.

CEZAEVLERİ DOLU

Cezaevleri masumlarla doldu, adaleti sağlamak yerine yeni cezaevleri yaptırmaya niyetleniyor. Çoluk çocuk içeride, cumhurbaşkanına hakaretten! Sabahtan akşama Kılıçdaroğlu’na, CHP’lilere, kadınlara, gençlere hakaret ediyor. Onunki suç değil. Biz yağmur yağdı desek, bana ördek dedi diye mahkemeye başvuranların davalarıyla boğuşuyoruz. Ankara yollarına düştük avukatım Başar Yaltı ile birlikte. Şikâyet eden İstanbul’da, şikâyet edilen ben İstanbul’da, sözüm ona suç mahalli İstanbul, ama dava Ankara’da. Avukatıma gidelim dedim, boğulmadan döneriz inşallah! Dava sonucu ne mi olur? Çoktan bellidir de ben hiç değilse, içimdekini söyleyeyim, hâkim de gözümün içine bakarak söylesin diye gidelim dedim. Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi, kişisel bir konu olmaktan çoktan çıktı, adaletsizlik bir ülke sorunu oldu. Eski Avcılar Belediye Başkanı Handan Toprak, 75 gündür cezaevinde, Aysel Tuğluk, demans hastası, yıllardır cezaevinde. 75-90 yaş arasındaki 14 general, hepsinin çeşitli hastalıkları var, güya darbe yaptılar diye, 300 gündür cezaevinde, bir tek Alican Türk unutmuyor onları, çoktan beraat ettikleri bir suçtan yatıyorlar. 15 Temmuz günah keçileri, 15 günlük erler, askeri öğrenciler, teğmenler, pisi pisine yatıyor beş yıldır! Çocuklar güneşi unuttu, yeşili unuttu, yaşamayı unuttu. Mücella Yapıcı gibi Gezi davasının sembol isimleri, sırf dışardakilere ders olsun diye içeride. Tabii Osman Kavala, Selahattin Demirtaş niye içeride? Siyaseten... Yıllardır içeride hem de. Yarı açık kapalı cezaevi Türkiye’de, ben uyduruk bir hakaret davasıyla uğraşmak yerine, şöyle esaslı bir siyasi manifesto yazıp hücreye atılsam içim yanmayacak.


SEÇİM TEK UMUT

Ne zaman değişir bu düzen? İktidar değişince. İktidar nasıl değişecek, seçimle! Hâlâ yüzde 40 oyu var, cumhurbaşkanlığı seçiminde. Canımıza okumuş bir iktidarın başı, biraz daha okusun diye seçmenin yüzde 40’ı oy vermeye hazır! Hep beraber neyi tartışıyoruz? Karşısına çıkacak adayı. Ne önemi var? Güvenilir olsun, devleti yönetmeyi bilsin yeter! Eline geçecek büyük yetkilerle ikinci bir tek adam olmayacağına, rejimi; sağ salim, parlamenter demokratik, laik bir hukuk sistemine dönüştürmek ve sonra seçimlerde yeni sahiplerine teslim etmek için elinden geleni yapacağına güvenebilmeliyiz! Seçmen fikir değil, şahıs istiyormuş; ortak masa değil, lider arıyormuş. Liderden çektiğiniz yetmedi mi? Bu ülke bir tek lider gördü, o da savaşı kazandı, ülkeyi kurdu, erken gitti. Bir Atatürk daha gelmeyecek. Kendimize yetmeyi öğrenecek, yeniden fabrika ayarlarına dönerek adalet ve demokrasiyle yaşayacağız. Yoksa bavulları toplayıp ya köyümüze, ya da bizi alacak bir ülkeye gideceğiz ki ikisi de yok!


YAZGÜLÜ ALDOĞAN İsimli Yazarın Diğer Yazıları