‘Erdoğan kaybederse gitmez!’ demek kime yarıyor?

Okunma Sayısı: 4028    |    Yazı Tarihi: 16.07.2022


Saray’ın anketçileri bile kılıf bulamıyor... 

Cumhur İttifakı’nın en zorlama oy oranı yüzde 35... 

Yani... Seçim yarın da olsa, zamanında da yapılsa iktidar değişecek... 

Ve hepimiz biliyoruz, kaynamayan tencere Saraylıların şatafatlı yaşamlarının sonunu getiriyor... 

***

Yoksul geniş kitleler, Sri Lanka’da olduğu gibi Saray’ı basmayacaktır. Zaten bunun olmasını istemeyiz. 

Ancak açlık, yoksulluk girdabındaki milyonlar en geç 11 ay sonra sandıkta yaşadıklarının hesabını sormaya hazırlanıyor. 

***

Seçim yaklaştıkça yaratılan derin bir kaygı AKP’nin can simitlerinden biri... 

“Erdoğan kaybetse de gitmez...” algısı yaratılıyor. 

Peki bu algıyı kimler yaratıyor ve sonuçları ne olur? 

Bir kısmı ile Erdoğan ve ekibinin “demokrasi ve hukuk karnesi” doğrudan bu haklı endişenin kaynağı gibi... 

Bir başka yanı ile ben bu algının bilerek yaratıldığını da düşünüyorum. Çünkü “Erdoğan kaybetse de gitmez” yaklaşımı, aslında onun güç birikiminin nasıl eridiğini, kontrolü giderek nasıl kaybettiğini perdeliyor. 

***

Yalnızca kazanan pehlivanı tutan taraftar gibi, kazanacak adaya, güçlü adaya oy vermeyi adet edinen merkez sağ seçmen “Erdoğan gitmez” algısından etkileniyor. 

Bu seçmen tipinin her dönem yalnızca kazanana, kazanma şansı yüksek olana oy verdiği gerçeğinin altını çiziyorum... 

***

Erdoğan’ın seçimle bile gitmeyeceği algısının Saray’a yarayan bir çok açılımı var;

- AKP’den duygusal olarak kopmuş seçmen, “hâlâ bir umut var” diyerek partisinde kalıyor. Küskün seçmen oranında AKP lider konumda. Sandığa oy taşımak her zamankinden zor olacak.

- İktidarla rant ilişkisini sürdüren yandaşları – bir taraftan İngiltere ve ABD’ye kaçış planları yapıyor olsalar da – son ana kadar Saray’ın gemisinde tutuyor.

- Konusu suç teşkil eden emir ve işlemleri yerine getirmek zorunda kalan bürokrasiye de “Erdoğan gitmez” algısı cesaret veriyor.   

***

Erdoğan’ın sandıktan çıkan sonuca razı olmayacağı algısı, muhalefet partileri açısından da bir risk... Çünkü seçmenin bir kısmında “vereceğim oy ile değişim olmayacaksa sandığa gitmem” düşüncesi yerleşecektir. 

Peki ne yapmalı? 

Bütün siyasi liderler sandıktan çıkacak oyların teminatının kendileri olduğunu söylemeli. Demokrasiye karşı işlenecek suçta her şeyi göze alarak verilen oyları namusları gibi koruyacaklarına halkı inandırmalı...  

Yani muhalefet hem kaygının farkında olacak hem de bu kaygıyı yok edecek söylem ve eylemlerde bulunacak... 

***

Seçim gününü bir demokrasi bayramı gibi bekliyoruz... 

Seçim gününü Türkiye’nin 20 yıllık kâbustan uyanacağı günün müjdecisi olarak iple çekiyoruz. 

Seçmeni bu bayrama göre motive etmeli, “atı alan Üsküdar’ı geçmeden” olası hukukdışı hamleleri hesaplamalı... 

Son sözüm; 

Erdoğan sandıkta kaybedecek ve gidecek...


TUNCAY MOLLAVEİSOĞLU İsimli Yazarın Diğer Yazıları