KÖY ENSTİTÜLERİNİN KAPATILMASININ 67. YILI

Okunma Sayısı: 19518    |    Haber Tarihi: 29.01.2021

Türkiye’de ilkokul öğretmeni yetiştirmek üzere 17 Nisan 1940 tarihli ve 3803 sayılı yasa ile açılan Köy Enstitüleri Çok Partili hayata geçildikten ve Demokrat Parti iktidara geldikten sonra 27 Ocak 1954 yılında kapatılmıştır. 

Açıldığı 1940 yılından kapatıldığı 1954 yılına kadar Anadolu'nun dört bir tarafında bu okullarda eğitim gören köy çocuklarının içinden mühendisler, akademisyenler, yazarlar, aydınlar yetişmiş ve burada yetişen bu öğrenciler yine ülkemizin dört bir tarafında okullarda yeni öğrenciler yetiştirmişlerdir.

İsmet İnönü Köy Enstitülerinin kapanması ile ilgili “Köy Enstitülerinin kapatılmasından duyduğum acıyı tarif edemem. Bir babanın evladını kaybetmesinden duyduğu acı gibi duyarım” demiştir. 

AKP iktidarı şimdi bu okulların bulundukları arazileri rant uğruna talan etmek istemektedir. Cumhuriyetin bu eserlerinin korunması amacı ile CHP Çankaya İlçe Başkanımız Fahri Yıldırım,  Parti Meclisi Üyemiz ve Ankara Milletvekilimiz Gamze Taşçıer ve Ankara Milletvekilimiz Yıldırım Kaya ve Eğit-Der Genel Başkanı Mustafa Demir, Eğitim-Sen Genel Sekreteri Ramazan Gürbüz ile CHP Elmadağ İlçe Başkanı’nın da hazır bulunduğu Hasanoğlan Köy Enstitüsü önünde basın açıklaması yaptı. 

İlçe Başkanımız Fahri Yıldırım yaptığı konuşmada “Köylerini kalkındırmak isteyen enstitü mezunları Cumhuriyet karşıtları tarafından baskılanmıştır. Bugün ise aynı zihniyet, üniversitelerin demokratik ve özerk bilim yuvaları olması gerektiğini savunanları terörist olmakla suçlamakta ve ilerici her fikre ket vurmaktadır. Köy Enstitülerinin kapısına kilit vurulmuş ancak o enstitülerde oluşan fikirlere kilit vurmayı kimse başaramamıştır. Türk gencinin zihni işlenmeyi bekleyen değerli bir maden gibidir. Bu zihinler ancak eşit ve nitelikli bir eğitimle işlenebilir. Kendini geliştirebilen ve bu şekilde özgürleşebilen bireylerden oluşan bir toplum, kalkınmanın ve çağdaşlaşmanın ön koşuludur. Ülkemizin ve gençliğin önünü açacak erişilebilir, nitelikli ve bilimsel bir eğitim sisteminin mimarı geçmişte olduğu gibi bugünde Cumhuriyet Halk Partisi olacaktır” dedi. 

Parti Meclisi Üyemiz ve Ankara Milletvekilimiz Gamze Taşçıer’de yaptığı konuşmada “Bende Çankaya İlçe Başkanına bu anlamlı günü düzenlediği için teşekkür ediyorum. Eğitimde fırsat eşitsizliğinin arttığı ve her geçen günde geriye gittiği bu dönemde Köy Enstitülerinin önemini bizlere tekrar hatırlatan İlçe Başkanımıza ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Aslında Cumhuriyet devriminin simgesi olan topraklardayız. Ankara’ya 35 Kilometre uzaklıkta olan eğitim seferberliğinin başladığı yerdeyiz. Bugün aslında Köy enstitülerinin ne kadar önemli olduğunu, eğitimde fırsat eşitliğini, adaletin ne kadar etkili olduğunu bize hissettiği dönemlerde buranın kıymetini bir kez daha anlıyoruz. Çok kısa sürmesine rağmen ömrü; 10 yıllık bir ömrü olmasına rağmen köy enstitüleri aydınlanmayı ülkenin dört bir yanına taşıdı. Bize de düşen hem geleceğe hem de geçmişe bir borç olarak buralara sahip çıkmak. Ve bu kültürü yaşatmak olmalı. Bende 2019 yılında özellikle Hasanoğlan’ı bu anlamda yaşatılması ve hayata geçmesi için bilim sanat ve kültür dalının ağırlıkta olduğu Üniversite açılması için kanun teklifi vermiştim. Dileğimiz buranın hem bir kültür mirası olarak korunması hem de eğitim seferberliğine yaptığı katkıyı gelecek nesillere aktarılması için her birimiz elimizden gelen çabayı göstermeliyiz. Emeği geçenlere tekrar teşekkür ediyor ve aydınlanmanın ülkemizin dört bir tarafına dağılacağı inancı ile hepinizi selamlıyorum” dedi. 

Ankara Milletvekilimiz Yıldırım Kaya’da yaptığı konuşmada “ Özellikle bugünü genç arkadaşlarımızın çok iyi hatırlaması lazım. 17 Nisan 1944 günü bir güneş doğdu Türkiye'nin ufkunda. Bu güneş karanlığı yırtarcasına göklerde parladı. O güneşin parlaması eğitimin müjdecisi idi. Cumhuriyet devrimlerinin bir bir hayata geçirmenin tek yolu vardı o da eğitimdi. Köy çocuklarının yoksulluğu en üst noktada yaşadığı dönemde; 17 Nisan 1944’te yanan aydınlanmanın ışığı kısa dönemde ülkenin dört bir yanına yayıldı. Türkiye'nin dört bir yanında İsmail Hakkı Tonguç, Hasan Ali Yücel önderliğinde, İsmet İnönü’nün ve Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği yolda Türkiye'nin 21 ilinde bu gördüğünüz okul modelini kurdular. Burada ki amaç Anadolu toprakları yeniden üretime kavuşmalı, gençlik yeniden eğitim ile buluşmalıydı. Yaklaşık olarak toplumun % 80’i köylerde yaşadığı bir dönemden bahsediyoruz. O nedenle köy çocukları bu eğitime alındı. O nedenle üretim ve eğitim ilişkisi bir arada kuruldu. Ama ne yazık ki 27 Ocak 1954 yılında karabasan gibi yine ufuklarda belirdi ve güneşi kararttı. O güneşi kararttığını zannedenler şunu unutmasın ‘Güneş balçıkla sıvanmaz’. O eğitim devriminin tohumları atılmıştı, toprakla buluşmuştu. Artık o toprakla buluşan bu düşüncenin filizlenmesinin önüne kimse geçemez.  Cumhuriyetinin kuruluşunun 100. yılında ekilen bu tohumlar sadece Türkiye’yi değil Anadolu topraklarını değil ezilen tüm uluslara rehberlik, önderlik etti. İşte bu önderliği geriye püskürtmek isteyenler 27 Ocak 1954’te bu okulların kapısına kilit vurdular. Ama düşünceye kilit vurulamayacağını unuttular. Düşünen insanın nerede olursa olsun mutlaka yeniden ayağa kalkacağını hepimizin bilmesi gerekir. 

Köy Enstitüleri kampüslerinin binalarının koruma altına alındığı bir gerçeği var. Koruma altına alındığı gerçeğini 2000 yılında ilgili bakanlık Köy Enstitülerinin kurlu olduğu 21 ilin valilerine yazı ile bildirdi. Yazıda köy enstitülerinin binaları tarihidir, tarihi yapıdır korunması gerekir. Bugünün bakanları Köy Enstitülerinin ne olduğunu bilmiyor ve bu okulların binalarının tarihi olduğundan bihaber. İsteğimiz bu binaların yine size bağlı olmak kaydı ile Elmadağ Belediyesi ve Ankara Büyükşehir Belediyeleri tarafından aslına uygun olarak restore edilmesi ve çevre düzenlemesinin yapılması. Ama asla şunu düşünmeyin o da şu bu araziler birilerine peşkeş çekmeyi asla düşünmeyin. Biz ölmedik ayaktayız. 21 yerdeki köy enstitülerini kanımızın son damlasına kadar savunacağız. Gelecek nesillere aydınlanmanın bir ışığının yol haritasını mutlaka ulaştıracağız. İşte bugün Çankaya İlçe Örgütümüz bu konuda büyük bir adım attı.  Huzurlarınızda Çankaya İlçe Örgütümüzü kutluyor tebrik ediyorum. Çankaya işte bu, Atatürk’ün ikamet ettiği yer, Ankara’nın başkenti ve Çankaya. Neden Çankaya; Cumhuriyete ve Cumhuriyet devrimlerine, eğitim devrimlerine sahip çıktığı için Çankaya Çankaya oldu. Köy Enstitülerinin bugünün koşullarına göre yeniden hayata geçirilecektir” dedi. 

Basın açıklaması sonrası Parti Meclisi Üyemiz ve Ankara Milletvekilimiz Gamze Taşçıer, Ankara Milletvekilimiz Yıldırım Kaya, İlçe Başkanımız Fahri Yıldırım, Çankaya Belediye Meclisi CHP grup Başkan Vekili Yeliz Aşçı ve Halkla İlişkiler Komisyon Başkanı Özlem Akkuzu önce Elmadağ İlçe Başkanı Ali Osman Toprak’ı daha sonra da Elmadağ Belediye Başkanımız Adem Barış Aşkın’ı makamında ziyaret etmişlerdir.


****************


                           İLÇE BAŞKANIMIZ FAHRİ YILDIRIM’IN BASIN AÇIKLAMASI 


   CUMHURİYET DEVRİMİ KÖY ENSTİTÜLERİ VE TÜRKİYE’DE GÜNCEL EĞİTİM SİSTEMİ

                                                                                                                                                     

Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşı sırasında Maarif Kongresi’ni toplamış, barut ve kan kokularının arasında Anadolu’da yetişecek nesillerin geleceğini ve eğitimini tartışmıştır. 

Çünkü Ulu Önderimiz, bir toplumun esas kurtuluşunun ancak; düşünen, sorgulayan ve vatanı için üretebilen bir nesil ile sağlanabileceğini biliyordu. 

Cumhuriyet devrimi ancak çağdaş, laik, rasyonel ve demokratik bir toplum ile köklerini güçlendirebilirdi.

Bu doğrultuda, yüzlerce yıl boyunca bir köşede unutulmuş köylerdeki çocuklara yüksek nitelikli ve erişilebilir bir eğitim imkânı sağlayacak, köyleri ve memleketi kalkındıracak olan Köy Enstitüleri kurulmuştur. 

Köy Enstitüleri ezberci eğitim anlayışını reddeden, öğrendiği bilgiyi toplum için yeniden üreten bir nesil yaratmayı amaçlamıştır. 

Türk genci Köy Enstitülerinde, kültür, sanat, sağlık, tarım ve hayvancılık gibi birçok alanda eğitim almıştır. 

Okumuş, tartışmış, üretmiş ve kendi okullarının yönetiminde söz sahibi olmuşlardır. 

Gençlerimiz bu sayede, köylerindeki feodal zihniyet altında ezilmekten kurtulmuş, özgür birer yurttaş olmuşlardır. 

Kendi zihinlerindeki aydınlığı memleketin her köşesine saçmak için köylerine dönmüşler ve köylerinin öğretmeleri, aydınları, mühendisleri, mimarları, sağlıkçıları olmuşlardır. 

Üretim içinde eğitim, eğitim içinde üretim ilkesini doğrultusunda Köy Enstitülerinde yetişen genç öğretmenler, hem köylerindeki çocuklara eğitimi hem de köy halkına üretimi götürmüşlerdir.  

Savaş meydanlarında dahi eğitimi düşünen ve planlayan ilerici zihniyetin yerini; bugün, ne yazık ki eğitimi yapboz tahtasına çeviren, müfredatından sınav sistemine onlarca kez sistem değişikliğine giden bir yönetim anlayışı almıştır.  

Eğitim sistemi, AKP iktidarının ideolojik saldırıları sonucu, gençliği köreltmek için kullanılan bir silaha dönüşmüştür. 

Eğitim kurumları, öğrenciye toplumu geliştirecek bilgi ve davranışları kazandırma amacından uzaklaşmıştır.

Kendini yetiştiren, çağdaş ve bilimsel fikirler ışığında ülkesinin geleceği hakkında konuşabilen gençlik, sakıncalı olarak görülmektedir. 

Bunun yerine yoksulluk ile boğuşan, boyun eğen ve kindar bir nesil yaratılmaya çalışılmaktadır. 

AKP iktidarında nitelikli eğitim sadece seçkin kesimin ulaşabileceği bir lüks halini almıştır. 

Köy Enstitüleri; sorgulayan ve üreten bir nesilden korkan, çok da yabancı olmadığımız bir zihniyet tarafından sürekli olarak saldırıya uğramış ve sonunda kapatılmıştır. 

Köylerini kalkındırmak isteyen enstitü mezunları Cumhuriyet karşıtları tarafından baskılanmıştır. 

Bugün ise aynı zihniyet, üniversitelerin demokratik ve özerk bilim yuvaları olması gerektiğini savunanları terörist olmakla suçlamakta ve ilerici her fikre ket vurmaktadır. 

Köy Enstitülerinin kapısına kilit vurulmuş ancak o enstitülerde oluşan fikirlere kilit vurmayı kimse başaramamıştır. 

Türk gencinin zihni işlenmeyi bekleyen değerli bir maden gibidir. 

Bu zihinler ancak eşit ve nitelikli bir eğitimle işlenebilir. 

Kendini geliştirebilen ve bu şekilde özgürleşebilen bireylerden oluşan bir toplum, kalkınmanın ve çağdaşlaşmanın ön koşuludur. 

Ülkemizin ve gençliğin önünü açacak erişilebilir, nitelikli ve bilimsel bir eğitim sisteminin mimarı geçmişte olduğu gibi bugünde Cumhuriyet Halk Partisi olacaktır. 

Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı gibi; 

Eğitimin bütün bileşenleri ile oluşturulacak bir politika ile eğitim, üretime dönük ve çağdaş olacak. 

Eğitimin öncü gücü olan öğretmenlerimiz hak ettiği değeri görecek ve gençlerimize de hak ettikleri eğitimi sunacaklar. 

Devletin kaynakları artık gitmesi gereken yere, eğitime aktarılacak. 

Okullarımız bütçe sorunundan kurtulacak, çocuklarımıza daha iyi eğitim imkânları ile buluşacak.

Gençlerimiz üretim temelli, teknoloji ve bilim odaklı bir eğitim alacak ve ülkemizin kalkınmasına katkı sağlayacak. 

Köy okullarımız tam donanımlı olarak yeniden açılacak ve hiçbir çocuk eğitim hakkından mahrum kalmayacak. 

Sonuç olarak, Çağdaş Köy Enstitüleri kurulacak. 

Bizler, AKP’nin gençlerden çaldığı geleceği geri kazanacağız ve uygar bir toplumu gençlerimizin parlak zihinleri ile birlikte yeniden inşa edeceğiz. 

Cumhuriyet fikrinin tohumlarını Anadolu’nun en ücra köşelerine eken Köy Enstitülerinin kurulmasını sağlayan, başta Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Hasan Ali Yücel’i, İsmail Hakkı Tonguç’u ve bu uğurda mücadele etmiş aydınlarımızı saygı ve minnetle anıyorum. 

Ruhları şad olsun.

27.01.2021


Bu Kategorideki Diğer Haberler

CHP’nin Çankaya adayı Güner:
Haber Tarihi: 06.03.2024
TERÖRÜ LANETLİYORUZ ARTIK YETER
Haber Tarihi: 27.12.2023
ÖNEMLİ DUYURU
Haber Tarihi: 24.12.2023
CHP ÖRGÜTÜ ANAYASA'YA SAHİP ÇIKIYOR
Haber Tarihi: 29.11.2023
TEŞEKKÜRLER ÇANKAYA
Haber Tarihi: 29.05.2023
BAŞIN SAĞOLSUN TÜRKİYEM
Haber Tarihi: 07.02.2023
Fahri Yıldırım:
Haber Tarihi: 24.05.2021
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü
Haber Tarihi: 08.03.2021
ŞEHİTLERİMİZE HÜZÜNLÜ VEDA
Haber Tarihi: 12.02.2021
20 KASIM DÜNYA ÇOCUK HAKLARI GÜNÜ
Haber Tarihi: 20.11.2020