Testler pozitif... Göstergeler negatif!

Okunma Sayısı: 8541    |    Yazı Tarihi: 14.04.2021


Koronavirüs salgını ile mücadelede kritik bir aşamaya geldik. Dün Bilim Kurulu toplandı. Bugün son anda bir değişiklik olmazsa kabine toplanacak, Erdoğan’ın vereceği kararları onaylayacak.

Bilim Kurulu’nun istemleri yerine getirilecek mi?

Sanmıyoruz. 

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu’nu dinleyerek zaman zaman gerçekleri söylemeye yeltense de Saray’ın istediklerini söyleyerek bir denge kurmaya çalışıyor. 

Ancak halının altında yer kalmadı!

Buna karşın salgının ilk bir yılında yapılan hatalardan ders alınmadığı da dikkati çekiyor. Yanlış iliklenen ilk düğmenin içinde şunlar vardı:

1- Bilim Kurulu’nu sadece danışma organı olarak görmek.

2- Mücadeleye Türk Tabipleri Birliği, Türk Eczacıları Birliği, Türk Veteriner Hekimleri Birliği başta olmak üzere konunun içindeki kurumları katmamak.

3- Yerel yönetimleri işbirliğinin vazgeçilmez unsurları olarak değil, rakip görmek. 

4- Ekonomide önceliği çarkların dönmesine vermek yerine yandaşların işlerinin bozulmamasına vermek.

5- Esnafa, “Başının çaresine bak” demek. 

6- Çiftçiye, “Sen üretebildiğin kadar üret, sonrasına bakarız” demek.

7- Eğitimi akışına bırakmak.

8- Önlemleri alırken, bilime göre değil etki-tepkiye göre karar vermek.

***

İkinci yılda bu şıkların ne yazık ki tümü güncel.

Buna karşılık iktidar koronavirüsle çok başarılı mücadele ettiğini, kitap haline getirerek duyurdu. İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un önsözüyle yayımlanan kitabın adı şöyle:

“Asrın Küresel Salgını, Türkiye’nin Koronavirüsle Başarılı Mücadelesi” 

Hiç değilse “başarılı” sözcüğünü okura bıraksaydınız!

Kitap, halkın ne çektiğini değil, iktidarın neler yaptığını anlatıyor.

Geçen baharda, “Önümüz yaz, turizmi de feda etmeyelim” diye özetlenen şaşı bakış, sonbaharda yeni dalgalara neden oldu. Sonrası malum, aylardır yarı açık yarı kapalı devam ediyoruz...

Ancak böyle gidemez...

Katlanan ölümlerin saklanamaz hale geldiği...

Sağlık çalışanlarının tükenme noktasını aştığı...

Halkın can kadar geçim derdine düştüğü...

Aşının bilmeyece dönüştüğü...

Bütün bunlara karşın iktidarın, “kârına ortak olduğu, zararına karışmadığı” bir ülke yönetir gibi hareket ettiği...

Önlemleri halktan isteyip kendine lebaleb kongreler düzenlediği...

Halkın fakirleşirken iktidar çevresinin zenginleştiğini...

Beş kişilik eve bir maaş girmezken bir iktidar mensubuna beş maaşın düştüğü...

Bir Türkiye’de yaşıyoruz...

***

Bütün bu çelişkilerin üstüne...

Dünyada yalnızlaşıyoruz... 

İşbirliği yapılan değil, pazarlık yapılan bir ülke haline geliyoruz...

Erdoğan Putin’i aradı, “Bu yıl Rus turistleri bekliyoruz” dedi. Öyle anlaşılıyor ki olumlu yanıt almadı...

Avrupa ülkeleri de Türkiye’yi nerdeyse gidilmesi yasak ülkeler arasına koydu...

İktidar bunlara, “Hazirana çok var” diye yaklaşıyor!

Ne yapacaksınız? Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile yabancı turistlerin rotasını Türkiye’ye mi çevireceksiniz?

Aşı konusunda şunu söylemekle yetinelim; Çin Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi Başkanı Gao Fu, “Ürettiğimiz Sinovac aşısının koruyucu gücünün yüksek olmadığını gördük. Arayış içindeyiz” dedi!

Sormadan edemiyoruz:

Hani bir yıl önce iki ay sonra yerli aşı hazırdı?

Sonuç olarak: salgın testleri pozitif, ekonomik ve toplumsal göstergeler negatif!

Bu ortamda tek çıkış yolu şudur:

Bilime teslim olmak, tüm kurumlarla işbirliği yapmak!


MUSTAFA BALBAY İsimli Yazarın Diğer Yazıları