İmamoğlu'na kurulan tuzak

Okunma Sayısı: 5318    |    Yazı Tarihi: 06.09.2021


İktidar sevinçli bir telaş içinde.

Büyük bir gayretle, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu arasında bir çatışma yaratmaya çalışıyor. İmamoğlu’na özel bir tuzak kuruyorlar. İstiyor ki İmamoğlu çıkıp cumhurbaşkanlığına aday olduğunu açıklasın ve hem CHP içinde hem Millet İttifakı içinde sert bir çatışma başlasın. Bu amaçla günlerdir iktidar ekranları ve köşelerinde İmamoğlu’na gaz veriliyor.

Bütün çabalarına rağmen İmamoğlu’na “evet cumhurbaşkanlığına adaylığımı koyacağım” cümlesini söyletemediler. İmamoğlu, iktidar ve yanlılarının kurduğu tuzağa düşmedi. Düşecek kadar deneyimsiz değil. İktidarın verdiği gazla hareket edecek biri de değil.

Aynı şekilde Kılıçdaroğlu da iktidarın oyununa gelmeyecek kadar hem kişisel hem siyasi olgunluğa sahip. O da gayet demokratik bir yaklaşım göstererek iktidarın çabalarını boşa çıkardı.

İktidar boşa kürek çektiğinin farkında olmadan gayretlerini sürdürüyor.

Son olarak İYİ Parti Lideri Meral Akşener’in, İmamoğlu’na, “1453, Fatih Sultan Mehmet aynı senin gibi dedi ki; 'Ya İstanbul beni alır, ya ben İstanbul'u alırım. Bizans'a, Avrupa'ya rağmen, Haçlılara rağmen ya İstanbul'u alırım ya İstanbul beni alır.’ İki kararlı lider ve İstanbul alındı. İkinci istikbal fethi.." demesi olay oldu.

İktidar yanlısı yorumcular bu ifadeden yola çıkarak, Akşener’in cumhurbaşkanı adayının İmamoğlu olduğunu ilân ettiler. Akşener’in “CHP’nin başında Kılıçdaroğlu’nu değil İmamoğlu’nu görmek istediğini” öne sürenler de oldu. 

İYİ Parti’liler, bu yorumların kara propaganda olduğunu söylediler. Akşener’in İmamoğlu’na gençliğinden dolayı böyle bir benzetme yaptığını ısrarla belirttilerse de iktidar cenahında etkili olamadılar. Onlar, “Akşener’in adayı İmamoğlu” teşhisinden vazgeçmediler.

İktidar yanlılarının, İmamoğlu’nun “Akşener beni Fatih’e benzetti, demek ki cumhurbaşkanı adayı benim” diye bir sonuca varacak kadar akıl ve izandan uzak biri olduğunu nasıl düşünebiliyor acaba? Anlamak zor.

Millet İttifakı’nın iki lideri olarak Kılıçdaroğlu da Akşener de adayı ittifakın belirleyeceğini söylediler. Millet İttifakı henüz toplanıp bir aday belirlemedi.

Akşener, daha önce her siyasetçi gibi cumhurbaşkanı adayı olmak istediğini ancak Türkiye’nin önünü tıkayan biri olmayacağını, kararı Millet İttifakı’nın vereceğini söyledi. Akşener hâlâ bu noktada duruyor.

Geçtiğimiz iki cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olmayan Kılıçdaroğlu ise bu kez Millet İttifakı karar verirse aday olabileceğini duyurdu. Son dönemdeki eylemi ve söylemi de adaylığını pekiştiren nitelikte.

Bu süreçte Kılıçdaroğlu, kendisine aday olup olmayacağı her sorulduğunda, adayı Millet İttifakı’nın belirleyeceğini ve ismin önemli olmadığı yanıtını verdi. Bunun anlamı, ittifak kimi aday gösterirse, O’nun destekleneceğidir. Bu Akşener’in tutumu için de geçerlidir.

CHP’de cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın adının öne çıkmasının en önemli nedeni Kılıçdaroğlu’nun geçtiğimiz iki seçimde olduğu gibi önümüzdeki seçimde de cumhurbaşkanı adayı olmayacağı varsayımıdır. Ancak bu kez Kılıçdaroğlu Millet İttifakı isterse aday olabileceğini, belediye başkanlarının bir dönem daha belediye başkanlığı yapmasını istediğini açıkladığı için koşullar değişmiştir.

Bu koşullarda Millet İttifakı’nın kararı belli olmadan İmamoğlu’nun veya Yavaş’ın, Kılıçdaroğlu’nu çiğneyerek kendilerini ortaya atmalarını beklemek gerçeklikten çok uzaktır.

Akşener, İmamoğlu’nu Fatih'e benzetti diye, İmamoğlu’nun, Kılıçdaroğlu’na karşı savaş açmasını beklemek iktidarın boş bir hayalidir.

İmamoğlu ve Yavaş’ın cumhurbaşkanı adayı olmaları Millet İttifakı’nın kararına bağlıdır. Bu kararda da Kılıçdaroğlu ve Akşener’in çok önemli payları olacağı açıktır. Kuşkusuz, CHP de İYİ Parti de hem parti tabanlarını, hem kamuoyunu yoklayarak bir eğilim saptayacaklardır.

Kararı da bu eğilimi dikkate alarak belirleyeceklerdir.


FİKRET BİLA İsimli Yazarın Diğer Yazıları