Mansur Yavaş: ‘En büyük projem huzur!’

Okunma Sayısı: 4709    |    Yazı Tarihi: 11.10.2021


Geleneksel bir söylem vardır: Yerel yönetimlerde iktidar olan, genel yönetimi de alır!

2019 yerel seçimleri bu anlamda ciddi bir gelecek habercisi oldu. İstanbul, Ankara, Adana, Mersin ve Antalya büyükşehir belediye başkanlıkları, Millet İttifakı’nın desteği ile CHP’li adaylar tarafından kazanıldı. Daha önce CHP’nin elinde olan İzmir, Muğla, Aydın, Eskişehir, Hatay ve Tekirdağ aynen devam etti. 

11 büyükşehir belediye başkanı şu ezberleri bozdu:

- Eğer CHP kazanırsa yardımlar kesilir...

- Belediye kadroları liyakatsiz insanlarla, hatta teröristlerle dolar.

- Halkın içine giremez, şehirden uzak kalırlar.

- Belediyeleri batağa sürükleyip hizmet veremez hale gelirler.

Bunların tümünde tersi yaşandı. Bunun en önemli kanıtı, iktidarın yarı ve tam resmi yayın organlarının büyükşehir belediye başkanları ile ilgili haber yapamamaları. 

Sadece büyükşehir değil, muhalefetteki tüm belediyelerde metrekareye 3-4 müfettiş düşüyor. En ufak bir şey bulduklarında manşet hazır!

Bir türlü istedikleri ağırlıkta bir haber yapamıyorlar! 

***

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’la hafta içinde, makamında, bir fincan bitki çayı içimi sohbet ettik.  

Sohbetin içinde betondan çok insan geçti!

En sıcak durum üniversite öğrencileri. Beş bin kadar öğrencinin barınma sorununu çözmüşler. Bunun için belediyenin organizasyon olanaklarının yanı sıra kentin ileri gelen iş insanlarının da devrede olduğunu vurguladı, devam etti:

“Hepimizin yaşadığımız kente, bugünkü ve gelecek kuşaklara borcu var. Bu ülkenin başkentinde yatacak oda bulamayan öğrenci olamaz.”

Yavaş’ın gündemini işgal eden konulardan biri, istese de istemese de Melih Gökçek dönemi icraatı! O dönemde kentin uğradığı zararlar, özellikle bütçenin kabul edilemez alanlara gitmesi konusunda hassas. 

Böylesi durumlarda yetki makamındaki insanlar sadece yaptıklarından değil, yapmadıklarından da sorumludur.

Belediye meclisinde ağırlık genel iktidar temsilcilerinden yana. AKP’li ve MHP’li üyelerin başlangıçtaki önyargılarının usul usul kırıldığını gözlemliyor. Buna ilişkin değerlendirmesi şöyle:

“Bana yönelik her eleştiriyi ciddiye aldım. Bir olumsuzluk dile getirdiklerinde, ‘Gel, birlikte inceleyelim’ dedim. Zamanla samimiyetimiz ortaya çıktı. Şimdi en azından aleyhime tweet’lerin azaldığını görüyorum...”

Yavaş, başlangıçta söz verdiği gibi herkese, toplumun tüm kesimlerine eşit davrandığını özellikle vurguluyor. “Bu şehrin insanı, ödediği vergilerden oluşan bütçenin nereye gittiğini bilecek. Bir bölgenin aldığı hizmeti öteki de alacak” diyor.

Moda deyimle “en çılgın proje” konusunda ezber bozucu bir değerlendirme yaptı:

“Benim en büyük projem huzur. İnanın huzur olunca her şey oluyor. Açıkça söylemek gerekirse bunun başlangıcı Gökçek’ten sonra getirilen Mustafa Tuna dönemidir. Tuna, Gökçek döneminin yanlışlarında ısrar etmedi. Eğriye eğri, doğruya doğru dedi. Benim rehberim de doğru! Doğru olan neyse o. İnsanımız artık yoruldu...”

Yavaş’ın masasında kentin altyapısına ilişkin projelerin yanı sıra pek çok kültür-sanat adımları da var. Bazılarından söz etti. “Ankara bir kültür-sanat şehri olacak” dedi, devam etti:

“İnsanlara, sanatı seven bir belediye başkanınız var, diyorum. Başka bir şey söylememe gerek kalmıyor!”

***

Yavaş, yurttaşta şu algının da kırılmaya başladığını söylüyor:

Yerelde oy veririm, genelde vermem!

Bunun kırılmasının sonuçları genel seçimde belli olacak.

Bir hedefi de 100. yıl. Bunun en iyi başkentte kutlanması gerektiğini düşüyor. İktidarın Ankara’yı erozyona uğratma girişimlerine karşı duyarlı. En son Merkez Bankası’nın İstanbul’a taşınmasına karşı yargı yolu aramış.

Yaptıklarını anlatmak için medyada yer almaktan yana değil. Tek nedeni, konunun dönüp dolaşıp Cumhurbaşkanlığı adayı kim olacak sorusuna gelmesi.

“Ben işime bakıyorum” diyor!


MUSTAFA BALBAY İsimli Yazarın Diğer Yazıları