Fakirleşen fakirlerin tutkusu

Okunma Sayısı: 3418    |    Yazı Tarihi: 16.08.2022


Mart ayında 11.7 milyar TL; Nisan ayında 4,6 milyar TL, Mayıs ayında 4,8 milyar TL, Haziran ayında 16,1 milyar TL ve Temmuz ayında 23,4 milyar TL Kur Korumalı Mevduat sahiplerine bütçeden faiz farkı ödemesi yapıldı.

Mart-Temmuz dönemi 5 ayda toplam 60 milyar 597 milyon lira ödeme ile bu dönemde toplanan 874 milyar 892 milyon vergi gelirinin %7,0’lik kısmı KKM’ye aktarılmış oldu. Temmuz ayında ise KM’ye ödenen vergi geliri payı %14,0’e çıktı.

Geliyoruz BDDK verilerine...

Haziran itibari ile toplam TL mevduatı 2 trilyon 861 milyar TL. Bu hesabın 1 trilyon 040 milyar lirası KKM’den geliyor. Yabancı para mevduat toplamı ise 3 trilyon 032 milyar TL ile toplam mevduat 6,4 trilyon liraya ulaşmış durumda.

6,4 trilyon mevduatın ise 4,2 trilyon liralık kısmı hesabında 1 milyon lira ve üzerinde bulunanlardan oluşuyor. Toplamda 138 milyon 186 bin hesap sahibinin 608 bini bu milyonerlerden oluşuyor. Kısaca KKM ödemesinin büyük kısmı bu milyonerlere gidiyor.

Oysa ödenen dolaylı ve dolaysız vergiler vatandaşa hizmet olarak gitmeliydi. Mesela bu yıl tarımda gübre ve mazot desteği çok ama çok önemliyken bu destek yeterli verilmedi.

Neyse...

***

Faize her fırsatta karşı olduğunu söyleyen bu yönetimin son politikası ile yılın ilk altı ayında bankalar toplamda 169,1 milyar lira net kar elde ettiler. Bankaların net karı geçen yıl aynı dönemde 33,8 milyar liraydı.

Bankaların %400 kar artışı hangi yönetime nasip olabilirdi?

Bankaların net karları sadece kredi faizlerindeki gelir artışından gelmiyor. Kredilerden aldıkları faiz geliri 270 milyar liradan 538 milyar liraya çıktı ama asıl ucuz kaynak temininden yüksek kar elde ettiler.

Bir taraftan Merkez Bankası bankalara %14 faizle kaynak sağlarken, diğer taraftan KKM ile bankaların ek faiz yükünü Hazine üzerinden ödemektedir.

Siz hiç tarihte bankaların mevduat faizinin bir kısmının Hazine üzerinden Türk Halkının vergileri ile ödendiğini duydunuz mu?

İşte o da oldu...

TAHIL KORİDORU VE BUĞDAY FİYATI

Geçen yıl temmuz ayında tarla fiyatı 2,02 lira olan buğday bu yıl 6,82 liraya yükseldi. Son 1 yıllık artış %240’a varırken son bir ayda da yüzde 12,0 artış oldu.

Burada asıl mesele şu: Rusya ve Ukrayna üzerinden Türkiye’nin arabuluculuğu ile sağlanan ve Ülkemizde çok büyük başarı olarak sunulan girişim nedense bizlere yansımamış. Küresel gıda tedarikine hizmet etmiş ama Türk Milletine bu hizmeti sunamamışız.

KARA KIŞ???

Temmuz-Ağustos ayları birçok üründe hasat zamanı. Gıdanın en ucuz olması gereken aylar. Özellikle domates...

Geçen yıl haziran-temmuz aylarında 2 lira seviyesinde tarla fiyatı olan domates bu yıl temmuz ayında 6,7 liradan satılıyor. Sadece 1 ayda domates fiyatı tarlada %19,0 artış yaşamış.

Aslında benzer ürün fiyatlarında da yükselişler yaşanıyor. Özellikle ihracat konu olan sebze fiyatları çok önemli...

Üstte buğday örneğini verdim. Keza benzer şekilde artışlar mısır, arpa, nohut, bezelye fiyatlarında da gözleniyor. Artış oranları yüzde 200’ler civarında.

Zaten TÜİK tarla fiyatlarının son bir yılda %157,9 arttığını açıkladı. Temmuz ayında bile tarla fiyatları %5,0 artış gösterdi.

Şimdi kendimize soralım: Hasat zamanı bile tarla fiyatları yüzde 160 civarı artıyorsa bu kış nasıl geçecek?

Gerçekten bu kış gıda fiyatları ne olacak?

Hiç düşünen var mı?

Ne dersiniz???


İBRAHİM KAHVECİ İsimli Yazarın Diğer Yazıları