Çadır tiyatrosundan kooperatifçilik komedisine: Çiftçiye kazık

Tarım Kredi Kooperatiflerinin marketlerinde bazı gıda ürünlerinin fiyatları emirle düşürülüyor. O marketlere ürünler nereden geliyor?.. Çiftçilerden. Oradaki ürünlerin fiyatları emirle düşürülürse ne oluyor?..

Okunma Sayısı: 3255    |    Yazı Tarihi: 16.08.2022


"Çadır tiyatrosu?.."

Yok, o bildiğiniz tiyatro sanatında yer alan "çadır tiyatrosu" değil. Oyunlarını büyük bir çadır içinde halka sunan gezici tiyatro grubu değil.

Bu "çadır", başka "çadır."

2019'da sebze ve meyve fiyatları, bugünkü kadar olmasa bile, artıyor.

2019... Seçim var...

AKP iktidarı acele çözüm buluyor:

"Sebze ve meyveleri ucuza satacak tanzim satış çadırları kuruluyor."

Bir kuruyor, pir kuruyor, çünkü o çadırlar iktidarın başına yıkılıyor.

Çadırların önünde öyle kuyruklar oluşuyor ki, o kuyruklar, oradaki görüntüler AKP'nın aleyhine çalışıyor, bir sabah bakıyoruz ki, ortada çadır filan yok, hepsi kaldırılmış!..

Şimdi de, tanzim satış çadırları yerine Tarım Kredi Satış Kooperatifleri marketlerinde satılan gıda ürünlerde "emir - komuta zinciri içinde bazı ürünlerde fiyat indirimine" gidiliyor.

Emir yüksek yerden, askerdeki gibi:

"Fiyatlar ineceeeek...İndir!.."

Marş, marş!..

Böylece gıda fiyatları düşecek!..

TKK nedir?

TKK, Tarım Kredi Kooperatifleri...

Nedir bu kooperatifler?.. TKK'nın sitesinde, kooperatiflerin tanımı ile hedef ve ilkeleri vurgulanıyor, şöyle:

"Tarım üreticilerinin aralarında ekonomik çıkarlarını korumak, özellikle meslek ve geçimleriyle ilgili ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla karşılıklı yardım ilkesine dayanarak kurdukları çiftçi kuruluşudur.

Bir milyon yüz bin çiftçi ortağına hizmet sunmaktadır.

Çiftçilerimize kullanabilecekleri kredi kaynaklarını sağlamak, savurganlığa ödün vermemek ana ilkelerimizdir."

Özünde bu kooperatifler...

Tam bir milyon yüz bin çiftçinin çıkarını korumak amacıyla kuruluyor.

Yük çiftçinin sırtına

Şimdi ne oluyor?..

Tarım Kredi Kooperatiflerinin marketlerinde bazı gıda ürünlerinin fiyatları emirle düşürülüyor.

O marketlere ürünler nereden geliyor?..

Çiftçilerden.

Oradaki ürünlerin fiyatları emirle düşürülürse ne oluyor?..

"Yük çiftçinin sırtına biniyor. Zaten batmış olan çiftçi biraz daha zarara uğruyor.

Ama, AKP çiftçinin sırtından 'gıda fiyatlarını düşürdük' cakası satıyor!.."

Cakası AKP'ye kazığı çiftçiye!..

Kaldı ki, o caka da, ürünlerde bir kaç liralık inidirimle sınırlı. Ama, o bir kaç lira çiftçi için çok değerli.

Yüzde 157.89

TÜİK'e göre bile...

Temmuz verilerinde tüketici gıda fiyatlarındaki artış yüzde 94'ü aşıyor.

Olayın bir de, üretici bölümü var. TÜİK dün Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksini açıklıyor:

"Artış tek kelimeyle korkunç, yıllık artış yüzde 157.89."

Yüzde 157.89 önümüzdeki aylarda gıda fiyatlarının daha da artacağının habercisi.

Motorin, gübre, tohum, elektrik zamları durmak bilmiyor.

Dün motorine yeni bir zam geliyor:

"Bir lira 26 kuruşluk zamla birlikte, motorinin litresi İstanbul'da 24 lira 44, İzmir'de 24 lira 57 kuruşa yükseliyor."

Gerçi zam dün son anda iptal ediliyor ama, nasıl olsa birkaç gün sonra yine zam haberiyle uyanırız.

Çiftçinin maliyeti biraz daha artıyor.

Gıda ürünü üretmek daha pahalıya geliyor.

"Üretim maliyetini düşürmek varken, ürünün fiyatını zorla düşürmeye kalkmak, ancak AKP'nin aklına esiyor."

Nebati yine sahnede

Kooperatif marketlerinde emirle fiyat düşüren iktidarın Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati yine sahneye çıkıyor.

Her zamanki gibi, 'Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde' yağlamasıyla başlayan açıklamasında:

"Vatandaşımızdan yana attığımız bu önemli adımın diğer zincir marketler tarafından da takip edilerek, fiyat etiketlerine olumlu yansımasını bekliyor, fiyat takip sistemimizle gelişmeleri izlemeyi sürdürüyoruz."

Tehdit var

Genelde otoriter sistem varsa, ekonomide neden olmasın?..

Nebati'nin tek cümlesinde bir tehdit, iki ciddi bir siyasal gaf var.

İlki, zincir marketlere tehdit çekilerek, 'fiyatını indir, bak seni takip ediyoruz' demek, otoriter tavrın ta kendisi.

Eğer, emirle enflasyon düşmüş olsa, ekonomik gelişme sağlansa, dünyada geri kalmış tek bir ülke bulunmaz, enflasyon diye bir sorun kalmazdı!..

İkincisi de, Nebati'nin 'vatandaş' tanımı.

'Vatandaşımızdan yana attığımız bu adım' derken, 'vatandaş' kim?..

Çiftçi 'vatandaş' değil mi?..

Kooperatiflere bu emri vermek...

"Çiftçi vatandaş zarara uğramıyor mu?.."

Dönemine göre icat...

Bazen çadır tiyatrosu, bazen kooperatif komedisi!..


YALÇIN DOĞAN İsimli Yazarın Diğer Yazıları