Siyasi yargı, siyasi yasak

Okunma Sayısı: 2473    |    Yazı Tarihi: 12.11.2022

Süleyman Soylu'ya yanıt vermesine rağmen Ekrem İmamoğlu'na "kurul halinde çalışan YSK'ya hakaret etti" iddiası ile suç duyurusunda bulunulmuştu.

Mahkeme, iddia makamının talebinin kabul edilmesine karar vererek duruşmayı 21 Eylül'e erteledi.

Davaya bakan 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nin hâkimi Hüseyin Zengin, Haziran 2022'de, Hâkimler ve Savcılar Kurulu'nun yaz kararnamesiyle, tayin zamanına 2,5 yıl daha varken Samsun'a sürüldü.

Hâkimler ve Savcılar Kurulu'nun başkanı kim?

-Adalet Bakanı Bekir Bozdağ

Anlaşıldı ki hukuki değil siyasi bir sürgün yaşandı.

Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu ve Yeniçağ yazarı Murat Ağırel aynı gün bu sürgünün gerekçesini şöyle yazdılar:

Eşi hamile olan Hüseyin Zengin de durumdan rahatsız olmuş olacak ki HSK'ye itiraz etti. Zira hiçbir gerekçe bu atamayı karşılamıyordu. Hadi birinci sebep gösterilse, bunun için bile somut delillerin olması gerekiyordu.

Zengin'in, güvendiği kimi hâkim ve savcılara neler anlattığını öğrendim. Şunları söylüyordu:

"Ben de hükümete destek veriyorum. Hatta eşim, hükümetin desteklediği 2 Nolu Baro'da çalışıyor. Ancak ben hâkimim. Tarafsızlığımı korumak zorundayım. Buna rağmen bazı savcılar aracılığıyla, İmamoğlu'na iki yıldan fazla ceza vererek, onu siyasi yasaklı hale getirmem telkin edildi. Bu suçlara ilişkin daha önce verilmiş kararları inceledim.

Vicdani olarak, böyle bir cezanın adaletsiz olacağını gördüm. İmamoğlu hakkında, asgari sınırdan ceza verip, hükmün açıklamasını ertelemenin en doğrusu olacağına karar verdim. Bunu birkaç kişiye de söyledim. Durumdan haberdar olan ve adliyeyi yöneten bir isim, hükümetle görüşerek atamamı yaptırdı."

Değerli okurlarım,

Yargının siyasileştirdiğinin somut ve net örneği işte tam da budur.

AKP iktidarının amacı 11 Kasım'da ya da sonrasında yapılacak yargılamalar sonunda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'li Ekrem İmamoğlu'nu görevden uzaklaştırmaktır.

AKP iktidarının amacı: Bu yasak sonucunda belediye meclisi AKP ve MHP çoğunluğu ile AKP'li Tevfik Göksu'yu İBB'ye atanmış belediye başkanı yapmaktır.

Şu soruları sormamız lazım:

-Hâkimler ve Savcılar Kurulu siyasi emir ile mi tayinleri yapmaktadır?

-HSK'ya CHP ve İYİ Parti önerisi ile mecliste seçilen üyeler neden suskunlar?

Bu hukuki atama skandalı yargıya açıkça siyasi baskıdır ki;

-Adalet Bakanı Bekir Bozdağ derhal istifa etmeli ya da görevden affedilmelidir.

Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir skandalı yaratanlar o makamlarda oturamazlar.

11 Kasım günü İmamoğlu'nun duruşması var.

İmamoğlu'nun "Kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı alenen zincirleme hakaret" suçundan 1 yıl 3 ay 15 günden 4 yıl 1 aya kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.

Savcı, hapis cezasının yanı sıra Türk Ceza Kanunu'nun 53. Maddesinin de uygulanmasını istedi:

-"Siyasi yasak!"

AKP'liler İstanbul seçimini kaybedince Mehmet Özhaseki'nin deyimiyle "Ağlak ağlak" oldular.

Çünkü AKP de Recep Tayyip Erdoğan da İstanbul seçimlerini kaybetmeyi hâlâ hazmedemediler.

Yasakları kaldırmayı vaat eden AKP, tek adam rejimi ile hukuku şöyle mahvetti:

-Siyasi yargı, siyasi yasak

Değerli okurlarım,

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte tüm toplantılara katılan Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, Londra temaslarını şöyle değerlendirdi:

"Bu ziyaretlerin çok önemli ve stratejik bir amacı var.

Sayın Genel Başkanımız, ülkemizin, Türkiye'mizin 4. Sanayi Devrimi'ni kaçırmasına, müsaade etmemeye kararlı...

Her ekonomik devrimin arkasında, iki temel ateşleyici vardır.

Bunlardan ilki;

-Yeni bir enerji kaynağıdır.

İkincisi;

-Yeni bir iletişim teknolojisidir.

Birinci sanayi devriminin, enerji kaynağı kömür, iletişim teknolojisi matbaaydı.

-Osmanlı devleti bunu kaçırdı.

İkinci sanayi devriminin yakıtı petrol iletişim teknolojisi radyo ve televizyondu.

-Türkiye bunu kaçırdı.

Üçüncü sanayi devrimi ise; Yenilenebilir enerji ve internetle yapıldı.

-Türkiye bunu da kaçırdı.

Bu devrimlerin tamamında bir türlü üretici olamadık hep tüketici olduk.

Dördüncü Sanayi Devriminin ana yakıtı ise; işlenmiş bilgi, iletişim teknolojisi ise, gerçek ve sanal dünyanın bütünleşmesi olacak. Nesnelerin interneti, Siber-Fiziksel sistemler, yapay zekâ, büyük veri, bulut teknolojileri, akıllı robotlar, dijital sanayileşme… Dünya bunları konuşuyor, tartışıyor.

-Türkiye bu gelişmeyi asla kaçırmamalı.

Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu işte bu hedef için önce Amerika sonra İngiltere'de toplantılar yaptı.

Dünya, üniversite mezunu gençleri nasıl girişimci yaparız bunları konuşuyor, tartışıyor.

Gençleri girişimci haline getirdiğimizde bunların nasıl üretime, şirkete dönüşmelerini sağlarız, nasıl bunları bir araya getirip büyüklük sorunlarını çözeriz.

Dünya yeni bir devrimin içinde… Devrim şu anda yaşanıyor… Dijital ve yeşil dönüşüm, tüm dünyada iş tutuş biçimlerini değiştiriyor.

Ama Türkiye'miz, vizyonsuz, metal yorgunu bir hükümetin, önceki çağda kalmış siyaset anlayışıyla ve onun korkunç propaganda aygıtlarıyla, türlü algı operasyonlarıyla, havanda su dövmeye devam ediyor.

4. Sanayi Devrimini kaçıramayız. Dünyadaki fırsatlar orada duruyor.

Türkiye 4. Sanayi Devrimi'nin, 'Seyircisi ve tüketicisi' değil, mutlaka, 'üreticisi' olmalı. Orta gelir tuzağından ancak böyle kurtuluruz. Genel Başkanımız, bunun mücadelesini veriyor."


ORHAN UĞUROĞLU İsimli Yazarın Diğer Yazıları