CHP atakta, iktidar panikte

Okunma Sayısı: 1382    |    Yazı Tarihi: 27.04.2023


“Millet İttifakı”nın, “Altılı Masa”nın kurucusu ve lideri CHP, seçimlere üç hafta kalmışken Kılıçdaroğlu ile müthiş bir atağa kalktı.

Yıllardır, Ankara’dan İstanbul’a, 2017’de gerçekleştirdiği ünlü “Adalet Yürüyüşü” dışında pek az yürüyüş ve gösteri yapmış olan Kılıçdaroğlu, günde iki üç ilde birden düzenlediği mitinglerle, seçimler çok yaklaşmışken büyük bir siyasal hareketlilik yaratmış görünüyor.

Listelerin ilan edilmesinden sonra her seçimde yaşanan ama bu seçimde, ittifaklardan dolayı daha da şiddetli olan “aday tartışmaları” bu mitingler maratonu sayesinde atlatılmış görünüyor.

Üstelik mitinglerin çarpıcı ve elle tutulur, gözle görülür etkilerine ek olarak, Kılıçdaroğlu’nun kısa videoları, çarpıcı mesajları, somut vaatleri ve “Bahar” teması üzerinden verilen özgürlük ve yeni başlangıç umudu, sosyal medya üzerinden ve televizyonlar aracılığıyla, toplumda büyük bir “Demokrasi için seferberlik” duygusu yaratıyor.

Bu büyük atak sonunda, zaten kamuoyu yoklamalarında ileride görülen Kılıçdaroğlu, birinci turda seçilmeyi ve ciddi bir farkla kazanmayı garantilemiş görünüyor.

Tam seçimler öncesinde hem propaganda inisiyatifini hem de gündem belirleme avantajını Kılıçdaroğlu’na kaptırmış olan ve bu nedenlerle kesin olarak ikinci sıraya düşmüş olan Erdoğan/AKP/MHP iktidarı ise bu durum karşısında tam bir açmaza girmiş durumda:

1) Yirmi yılın sonunda topluma vaat edebileceği hiçbir şey kalmamış...

2) Halkı yoksulluğa mahkûm etmiş...

3) Hem hortumladığı ülke kaynaklarını hem de iç ve dış borçlanma olanaklarını bitirmiş...

4) Bu ekonomik krizi para basarak atlatmaya çalıştığı için, soygunu hızlandırmış...

Ve son kalelerini de kaybetmenin çaresizliği içinde paniklemiş.

***

Panikleyen iktidar beş çıkmaz sokakta çözüm arıyor ve böylece toplumdaki desteği gittikçe yok oluyor:

1) Ekonomik ve mali iflası, para basarak aşmaya çalışıyor.

Ama bu olanaklı olmadığı için, ülkeyi, içinden çıkılması çok zor olan bir hiperenflasyon sarmalına sürüklüyor.

2) Demokratik muhalefete, onların söylemedikleri, yani gerçek olmayan ifadeler üzerinden suçlamalar yöneltiyor.

Ama bu suçlamalar gerçeklerle uyuşmadığı için derhal yalanlanıyor ve ters etki yapıyor.

3) Baskıları artırıyor. Operasyonları yaygınlaştırıyor.

Bu yaygınlaştırma, zaten herkesin haksızlık ve hukuksuzluktan yakındığı baskı ortamını yeniden gündeme getirdiği için, topluma korku salmak yerine, iktidarın aleyhine sonuç veriyor.

4) Toplumu (seçmeni) sindirmek için, (operasyonlara ilave olarak) çatışma dilini şiddetlendiriyor, bu ortamda liderlere, parti binalarına saldırılar gibi, şiddet eylemlerinin yaygınlaşmasına yol açıyor.

5) Dincilik ve mezhepçilik ile ırkçılık ve milliyetçilik üzerinden demagoji yapmayı artırıyor.

Oysa oy kaybetmesinin nedenlerinden biri zaten Demokratik Rejim’in altını oyan bu kimlikçi politikalar.

***

Bu yazıyı, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun dün medyaya düşen bir iddiası ile bitirelim:

“Akşam akşam çaresizlikten düştükleri duruma biraz da gülelim diyerek bir vaka paylaşayım sizlerle.

Yer Sultanbeyli’nde bir matbaa...

CHP logosuyla ‘İktidar olduğumuzda Apo’yu çıkaracağız’ diyen, sözde bir parti broşürü, sticker bastırmışlar.

Komik kısmı şimdi geliyor:

Matbaa ne hikmetse siparişi ve parayı verenin kim olduğunu bilmiyor. Kim bilir belki de uzaylılar. Güldük eğlendik şimdi asıl söyleyeceğimize gelelim:

CHP logosunu yalanlarına, algılarına kim alet ediyor ve aracı oluyorsa nefesimiz enselerinde olacak.

Sahte broşürü basanlar ve bastıranlarla ilgili yargı sürecini başlatıyorum.

14 Mayıs itibarıyla bu kişiler ve benzeri işlere kalkanların alabilecekleri en yüksek cezaları almalarının bizzat takipçisi olacağım.”

***

DEMOKRATİK REJİM İÇİN OMUZ OMUZA SANDIĞA!


EMRE KONGAR İsimli Yazarın Diğer Yazıları