AKP, CHP’li belediyelere niçin saldırıyor? (Sadaka Devleti’nden Sosyal Devlete geçiş)

Okunma Sayısı: 6651    |    Yazı Tarihi: 12.06.2020

AKP’nin artık sönmekte olan sandıktaki başarısı dört nedene dayanıyordu:

1) Sahte bir İleri Demokrasi ve Özgürlüklerin genişletilmesi vaadi...

2) Dışta, başta ABD olmak üzere büyük devletlere, AB’ye ve İslam Âlemi’ne verdiği sözler, onlarla yaptığı ittifaklar...

3) İçte, başta Fethullah Gülen Cemaati olmak kaydıyla, tarikat ve cemaatlerle, İkinci Cumhuriyetçilerle, eski solcularla, sözde liberallerle, din üzerinden siyaset yapan muhafazakârlarla ve Kürt siyasetçilerle yaptığı ittifaklar, bunlara verdiği sözler...

4) Geniş halk kitlelerine, (30 milyonu aşkın vatandaşa, -belediyelerin yaptığı yardımlar hariç - yılda toplam 50 milyardan fazla olduğu belirtilen) yardım.

***

Kısa bir süre sonra AKP’nin İleri Demokrasi ve Özgürlüklerin genişletilmesi vaadinin sahte olduğu ortaya çıktı...

İç ve dış müttefiklerini kaybetti...

Kala kala elinde geniş kitlelere yaptığı mal, hizmet ve para yardımları kaldı.

İlk üç avantajını kaybettikçe, yandaşlara yaptığı yardımların kapsamını ve miktarını artırdı.

Ama bu yardımları “herkes” değil “partililere” yapıyordu.

Bu tutum, Anayasamızda açıkça dile getirilen, “Fırsat Eşitliği”, “Sosyal Adalet” “Herkese eşit, sağlık, eğitim, konut, sosyal güvenlik, hizmetleri ve çalışma olanağı” ilkelerine dayanan “Sosyal Devlet” kavramını tahrip etti...

Yerine “Sadaka Devleti” anlayışını ikame etti.

Partiyi devlet yerine geçiren, sadece kendi yandaşlarına yardım yapan bu uygulama, yardım alanların bilinçlerinde “AKP, iktidarı kaybederse yardımlarım kesilir” korkusunu yerleştirdi.

Bu korku sürekli olarak gizli ve açık bir biçimde pompalandı...

“Biz gidersek, CHP gelirse, yardımlarınız kesilir” mesajıyla pekiştirildi.

***

Bu sırada CHP sürekli olarak “Sosyal Devlet” mesajları vererek, kendi iktidarlarında bu yardımların kesilmeyeceğini, tam tersine artırılacağını...

İlaveten, sadece partili yandaşları değil, partilerine ve siyasal eğilimlerine bakılmaksızın bütün vatandaşları kapsayacak biçimde genişletileceğini anlatmaya çalışıyordu.

“Çalışıyordu” diyorum, çünkü tüm medya iktidarın denetimine girdiği için CHP, birkaç televizyon kanalı ve bir iki gazete dışında, ne televizyonlarda ne de gazetelerde bu mesajlarını duyurmak olanağı bulabiliyordu.

***

İktidarın, halkın beynine vura vura, bağırarak çağırarak topluma empoze ettiği kavga, dövüş, dışlama, başta muhalefet olmak üzere kendisini desteklemeyen herkesi ihanetle suçlama stratejisi...

Ekonomideki başarısızlığı, yol açtığı geçim sıkıntısı, doğa ve kaynak yağması ve bütün bunlara ek olarak antidemokratik uygulama ve baskıları o denli arttı ki...

31 Mart yerel seçimlerinde, CHP’nin, kavga ve dövüşü reddeden, herkesi sevgiyle kucaklayan ve iktidarla kavga etmek yerine Sosyal Devlet-Sosyal Adalet anlayışına dayalı olarak yapacağı hizmetleri anlatan seçim stratejisi başarılı oldu.

Başta İstanbul ve Ankara olmak kaydıyla, pek çok AKP’li belediye CHP’nin denetimine geçti.

AKP’nin kaybı iki yönlü oldu:

1) Bu belediyelerden yandaşlara aktardığı muazzam kaynaklar kesildi.

2) CHP’li belediyelerin gerçekten AKP’den daha çok ve daha kapsamlı yardımı başarıyla yaptığı ortaya çıktı.

***

CHP, TAHRİP EDİLEN PARLAMENTER DEMOKRASİYİ VE SOSYAL DEVLETİ, BELEDİYELER ARACILIĞIYLA, YENİDEN KURUYOR!


EMRE KONGAR İsimli Yazarın Diğer Yazıları