Yeni anayasa sakızı ve Erdoğan’ın açmazı...

Okunma Sayısı: 7629    |    Yazı Tarihi: 04.02.2021

Maaşlar; doğalgaz, elektrik faturası ve mutfak masrafına yetmiyor!

İliklerine kadar yoksulluğun pençesinde toplum. Gençler gelecekten ümitsiz...

İşsizlerin yaşadıkları, Jack London’ın, George Orwell’ın 19. yüzyıl Avrupası’ndaki açlığı anlatan romanlarını geride bırakır...

Dünyanın en bereketli topraklarında, en dinamik nüfus yapısı ile sefilleri oynayan bir Türkiye!

*

Ve aniden...

Erdoğan, “Türkiye’nin yeni bir anayasayı tartışma vakti gelmiştir” dedi...

Benim bir süredir gündeme getirdiğim Saray’ın sistem değişikliğine yönelik çalışmaları, “reform” adı altında piyasaya sürüldü.

Amaç, yalnızca yurttaşın can yakıcı gündemini örtmek değil... Yeniden hatırlatayım: Erdoğan’ın erken seçime gitmesi ya da zamanında seçim olması durumunda Cumhurbaşkanlığı’na tekrar aday olması, anayasaya göre mümkün değil.

Anayasa değişikliği ile bu “sorun” da aşılmış olacak.

*

Arka planda uzun süredir çalışan iki isim var... Bu isimlerden biri, bir dönem ünlü spekülatör Soros’un Türkiye temsilcisi gibi çalışan Can Paker... Paker, Erdoğan’a çok yakın isimlerden Mehmet Uçum ile birlikte Türkiye’yi yeniden anayasa değişikliğine götürecek sürecin mimarlarından...

“Sivil anayasa”, “darbe edebiyatı” bu mutfaktan çıkıyor...

Oltanın yemi belli oldu, Saray’a yakın kalemler yazıyor:

Neymiş; daha demokratik bir anayasa olacakmış.

Neymiş; özgürlükler genişletilecekmiş!

Neymiş; sivil anayasa tüm reformların anası olacakmış...

Neymiş; Türkiye darbe anayasasından kurtulacakmış...

Güler misin, ağlar mısın? Hâlâ aynı ve samimiyetten uzak söylemler.

*

Demokrasi havarisi gibi poz verenlerin Türkiye’yi getirdikleri nokta ortada.

Boğaziçi Üniversitesi’ne kayyım rektör atadılar. Beyefendi AKP’den milletvekilliğine ve belediye başkan adaylığına başvurmuş, olmamış, “size rektörlüğü verelim” demişler!

20’li yaşlardaki öğrenciler, hayatlarının baharında devletin coplu gücü ile sınanıyor!

ÖZGÜRLÜK MÜ DEDİNİZ?!

“Darbe anayasasını kaldırıyoruz” diyerek yasama, yürütme ve yargı erklerini tek adama bağlayan ve bizim “sivil darbe” olarak eleştirdiğimiz düzeni getiren sizler değil miydiniz?

Demokrasinin tüm kurum ve kuruluşlarını çölleştiren, milletin en temel hakkı olan bütçe yapma yetkisini TBMM’nin elinden alan sizler değil miydiniz?

Milletin vekillerini işlevsiz kılan, bağımsız yargıyı tüm atama süreçlerine müdahale ederek Saray’a bağlayan sizler değil miydiniz?

Erdoğan, henüz 3 yıl önce yenilediği anayasaya dayanarak ülkenin tüm kurumlarını kendisine bağlamadı mı?

Damadını Hazine’nin başına atayarak, Varlık Fonu adı altında Türk halkının vergileri ile oluşturulmuş tüm servetini - BOTAŞ, THY, Ziraat, Halk Bankası, VakıfBank, Türkiye Petrolleri vb.- bir torbaya koyarak tüm tasarrufu eline almadı mı?

“Anayasayı değiştirin, ekonomi uçacak” demiştiniz... Enflasyon patladı, paramız pul oldu, Merkez Bankası’ndaki 130 milyar dolar sıfırın altında eksi 52 milyar dolara geriledi!

*

Erdoğan iki yol izleyecek... Önce Meclis’te tarafı olan partilere gidecek ve “anayasa değişikliği masası kuralım” diyecek.

O masaya MHP dışında hiçbir parti oturmaz, çünkü Erdoğan mevcut “tek adamlık sisteminden” taviz vermiyor...

Geriye yeni anayasayı referanduma taşımak kalıyor... Erdoğan, masaya oturmayan muhalefeti halka şikâyet ederek, halkoylamasına başvuracak...

Ancak bunu dahi yapamıyor, çünkü Meclis’teki sandalye sayısı yeterli değil...

Referanduma gitmek için AKP ve MHP oylarına bağımsızların oylarını ekleseniz bile yetmiyor... Geriye tek seçenek kalıyor, diğer partilerden vekil koparmak...

Yani Erdoğan’ın ortaya attığı Bahçeli’nin destek verdiği yeni anayasa önerisi gündemi meşgul etmek dışında bir anlam ifade etmiyor...

Muhalefet, siyasetin ve halkın önüne atılan bu sakızı çiğnememeli... Tek bir gerçek var, o da Cumhur İttifakı’nın hızla eridiğidir...

Anayasa, demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne inanan zihniyetle değiştirilebilir...


TUNCAY MOLLAVEİSOĞLU İsimli Yazarın Diğer Yazıları