Siyaset ve bürokraside değişim rüzgarları
Okunma Sayısı: 4255 |
Yazı Tarihi: 07.10.2021
Değişim vaadini iktidar da muhalefet de dilinden düşürmüyor bu aralar.
İktidardaki AK Parti ve destekçisi MHP için değişim, iktidarı korumak için seçim yasasında, Anayasa’da değişiklikler yapmak anlamına geliyor.
Muhalefet için değişim sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilk seçimlerde iktidardan uzaklaştırılması değil, Türkiye’yi giderek tek-adam rejimine götüren, demokrasinin kalitesini daha da düşüren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin de değişmesi demek.
İktidarın güç kaybetmesindeki en büyük etken geçim sıkıntısı, hayat pahalılığı, işsizlik ve adaletsizlik. Adaletteki değişim ihtiyacı sadece yargı ile sınırlı değil. Gelir dağılımındaki adaletsizlik, bölgeler arası adaletsizlik, işe alımlarda adaletsizlik, cinsiyet eşitsizliği, fırsat eşitsizliği…
Muhalefetin güç kazanması iki etkene bağlı. Birincisi seçmene güven vermesi, iktidara gelirse her şeyi kökten değiştireceği tedirginliğine yol açmaması. İkincisi de şu aşamada vahim hata yapmaması.
Değişim işte bu noktada devreye giriyor. Türkiye’de muhalefet daha önce denenmemiş bir şeyi deniyor: birlik olmayı.
Dün, 5 Ekim’de altı muhalefet partisinin Erdoğan’ın iktidarına son vermek ve mevcut Başkanlık sistemi yerine eskisinden daha iyi bir parlamenter sistem getirmek için yeniden bir araya gelmesi dahi bunu gösteriyor. Bunlar CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi. Gazeteci Fikret Bila partilerin ilke olarak uzlaşıp genel başkanlarına sunmaya karar verdiği on madde arasında bağımsız yargı, özgür basın, Kürt sorununun Meclis’te çözülmesi gibi maddelerin de bulunduğunu yazdı. HDP ise daha farklı bir muhalefet çizgisinde; Selahattin Demirtaş’ın cezaevinden yayınladığı yazıda sadece seçim değil, yeni Anayasaya dair uyarsınında Kürt sorunu değil, “sol ve sosyalist” katkısına vurgu yapması dahi değişim rüzgârlarının işareti.
Değişim rüzgârının başlangıç noktası
Değişim tohumlarının CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu tarafından iki hamlede atıldığını söylemek zorundayız.
Birincisi, 2017’daki Adalet Yürüyüşüdür. CHP’li Enis Berberoğlu’nun zorlama suçlamalarla cezaya çarptırılması, milletvekilliğinin düşürülmesi ve hapse konması üzerine Ankara’dan İstanbul’a bir yürüyüş başlattı. O dönem CHP yönetimindekilerden karşı çıkanlar olmasına rağmen yakınlardaki bir alışveriş merkezinden aldırdığı spor ayakkabılara “Ben gidiyorum” deyip, 69 yaşında, 450 kilometre yolu 25 günde yürüyerek kat etti. (Geçen hafta sonu, 73 yaşında bütün gazeteciler ve oradaki vatandaşların gözü önünde, Abant gölü etrafında turunu tamamladı.) Adalet Yürüyüşüne sadece CHP’liler katılmadı. “Hak, hukuk, adalet” sloganı, toplumun pek çok kesiminden Erdoğan memnuniyetsizlerini çekti.
İkinci hamle, 2018’de Meral Akşener başkanlığında yeni kurulmuş İYİ Parti’nin seçimlere sokulmasının engellenmesi ihtimaline karşı 15 CHP milletvekilinin İYİ Parti’ye geçerek TBMM’de Grup kurmasının ve seçime girebilmesinin sağlanmasıydı. İYİ Parti’nin Meclis’e girmesi dengeleri değiştirdi.
Ertesi yıl, 2019 yerel seçimlerinde Erdoğan ve Bahçeli’nin “Cumhur İttifakına” karşı, Kılıçdaroğlu ve Akşener’in “Millet İttifakıyla” çıkması siyaset sahnesindeki değişim tohumlarının tuttuğu, filizlendiği ilk örnek oldu. Muhalefetin birlik olması yalnızca İstanbul Ankara gibi ülke büyüklüğünde şehirlerin kazanılmasını değil, Erdoğan’ın yenilmezliği görüntüsünün de ortadan kalkmasını getirdi.
Siyaset ve bürokrasi ilişkisi
Şimdi Kılıçdaroğlu ve Akşener bu cepheyi genişletme çabasında.
Altı parti temsilcilerinin Meclis’te buluştuğu gün, Akşener ile DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ayrıca görüştü. Sonrasında verdikleri mesaj aynı oldu: sistem değişikliği.
Bu konuda muhalefetin en büyük silahı, iktidarın hayat pahalılığını, geçim sıkıntısını, işsizlik ve adaletsizliği önleyememesi.
Tarım Kredi Kooperatifi mağazasından iki bin liralık atıştırmalık aldırma senaryosunu -belki de can havliyle- artık hangi propaganda cambazları oynattılarsa Cumhurbaşkanına, ters teptiğini dahi görmüyorlar.
Bütün bu gelişmeler, toplumun bir parçası olan bürokrasiyi etkiliyor. Bir avuç AK Elit dışında öyle üç-beş maaş alan yok. Daha önemlisi, iktidarın değişme ihtimalini onlar da hesaba katmaya başladı.
İktidarda değişim ihtimalini ilk sezenler arasında orta kademe bürokratlar vardır hep. Ve işlerini korumak isterler.
Bahçeli ve Mesut Yılmaz’ın koalisyon ortağı olduğu Bülent Ecevit hükümeti ekonomiyi karaya oturttuktan sonra gözlemlemiştik bunu siyaset gazetecileri olarak. Bir anda bürokrasiden dosya yağmaya başlamıştı. Bürokratlar da yapılan yanlışlara katılmadıklarını göstermek istiyorlardı.
Neticede Bahçeli’nin erken seçim çağrısıyla 2002 seçimlerine gidilmiş ve Erdoğan dönemi başlamıştı.
Türkiye’de bugünlerde olup bitenleri bir de bu değişim merceğinden okumaya çalışmakta yarar var.
MURAT YETKİN İsimli Yazarın Diğer Yazıları
- Başkenti yönetmeye aday Altınok: mirasyedi mi, emlak baronu mu?
- Enflasyon dosyaları. Çağlar: Çiller memurlar 6 ay maaş almasın diyordu
- AK Parti Ankara’da havlu atmak üzere
- Savunma ve Dışişleri bakanlarının Meclis’e PKK brifinginden kalanlar
- Özel’den Erdoğan’a: kazanacak adayları bulamıyorlar
- Recep Tayyip Bey’e de bir Sadık Abi mi lazım sizce Hafize Gaye Hanım?
- İttifak mı? Bir daha asla!
- Yükselen yeni faşizmin hedefi alttakileri dibe itmek
- İslam ülkeleri esti, gürledi ama İsrail’in aldırdığı yok. İşte nedeni
- CHP’de Özel dönemi siyasette hangi dengeleri değiştirmeye aday?
- CHP’nin Özel seçimi tüm muhalif seçmene “değişim” soluğu getirebilir
- Parmağını kaldıran bir kız çocuğudur Cumhuriyet: 100. Yaşı kutlu olsun
- Filistin mitingi yapılmalı da başka gün mü kalmamıştı?
- CHP Anayasa tartışmaya İçtüzük önerisiyle başladı: Meclis güçlenmeli
- Gezi Davası: dökülen Türk yargısı ve Erdoğan’ın dinmeyen öfkesi
- Sayıştay raporlarındaki yolsuzluk izleri tam soruşturmalık
- Kılıçdaroğlu: hepimiz hayal kırıklığına uğradık ama vazgeçmeyeceğiz
- Barış Pehlivan örneği: yargı bağımsızlığı yoksa basın özgürlüğü de yok
- Kılıçdaroğlu: Merkez Bankası nihayet asli görevini hatırlamış görünüyor
- Üretilen hurafelere Özal bile inanmıştı ama Lozan 100 yıldır ayakta
- Vergi zamları ve ilk sonuçları: kendi düşen ağlamaz mı?
- Ekonomik krizden büyük sorunumuz varmış gibi
- 30’uncu yılında Sivas Katliamı: kanlı bir petrol savaşı hikayesi
- Montaj, kara propaganda ve “diktatör olmak isteyene öğütler”
- İki gün kaldı. “Nereye gidiyoruz?” sorusu için son fırsat
- İkinci tur için Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a “terör” cevabı
- Kılıçdaroğlu’nun ekonomi kadrosu belli, Erdoğan hâlâ Şimşek peşinde
- Kılıçdaroğlu’na destek büyürken siyasetin rengi hızla değişiyor
- Kılıçdaroğlu: IMF ile görüşmüyoruz, ülkeyi dilenciye çeviren Erdoğan
- Erdoğan’ı iktidara kadınlar getirmişti, o rüzgâr da dönüyor
- Muhalif seçmene ümit verecek bir dizi gelişme
- Ortak liste zorunluluğu: gözler Kılıçdaroğlu ve Akşener’de
- Kılıçdaroğlu’nun geniş cephe siyaseti; ideoloji ve politika
- AK Parti kadına şiddet yasası pazarlığında: birkaç oy için ya Rab
- Kılıçdaroğlu, Akşener ve iktidarın kısa süren sevinci
- Kılıçdaroğlu: Altılı Masa adayı ilk turda Cumhurbaşkanı
- Siyasetin fay hatlarında yoğun enerji birikimi
- Baskının yeni bahanesi: Özgürce kanaat oluşumunu engellemek
- Tek Yürek bağış kampanyasının dörtte üçü devlet kesesinden
- Kılıçdaroğlu sert: Kızılay’ı, asker yardımını bitirdiler, canlara maloldu
- Kılıçdaroğlu’nun deprem isyanı, Erdoğan’ın defter tehdidi
- Gerçekten depremle mi geldi, gerçekten depremle mi gidecek?
- Deprem çalışmaları yetersiz: hükümete tepki büyüyor
- Millet İttifakı Programı: En çok alkışı Çankaya’ya dönüş aldı
- Topluma bir dokun bin ah işit: Seçime kadar kim ne alırsa
- Kılıçdaroğlu: çakallar önünde diz çökmektense ayakta ölürüm
- Muhalefet İmamoğlu’na cezayla kenetlendi: oyun bozulabilir
- Kılıçdaroğlu’nun İkinci Yüzyıl’ı: asıl çağrı CHP’ye
- Muhalefetin Anayasa önerisi: bir şeyler oluyor sanki
- Kılıçdaroğlu’nun Sırpça mesajı, buzdağının görünen ucu
- Madencilerin ölümü kadermiş ama seçimi alırsa düzeltecekmiş
- Medyayı yasayla susturma çabasının beyhude heyecanı
- CHP lideri ABD yolunda: Ben barış istiyorum, Erdoğan kavga
- 100’üncü Yılında Zafer ve Cumhuriyete layık olmak
- Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’a verdiği en ağır hasar
- Kılıçdaroğlu’nun YSK sözleri: Veri güvenliği mi, seçim güvenliği mi?
- Kılıçdaroğlu’dan Akkuyu tepkisi: Rusya’ya bağımlı haldeyiz
- Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’na yetişme telaşı halka yarıyor
- Birileri camilerde bir şeyler mi çeviriyor yine?
- Erdoğan’ın içine düşen korku: kızgınlık ve kırgınlık seçimi
- Kılıçdaroğlu CHP’yi toparlamaya İstanbul’dan başladı
- Kaftancıoğlu’na ceza ya da yargı yoluyla siyaset batağı
- Kavala’ya ömür boyu hapis: adaletsizliğin dibi
- “Erdoğan sığınmacıları vatandaş yapıp oy mu kullandıracak?”
- CHP Doğu ve Güneydoğudan vekil çıkarabilecek mi?
- İki Türkiye: Antalya’da diplomasi Diyarbakır’da siyaset
- 9 başlıkta altı liderin Erdoğan rejimine karşı toplantısı
- Kılıçdaroğlu Boykotta. Erdoğan Zamları Geri Alır mı?
- Kılıçdaroğlu Erdoğan’ı doğrudan ihale yolsuzluğuyla suçladı
- Havaalanı ve Ankara-İstanbul yolunu İmamoğlu kapatmadı
- Kılıçdaroğlu: bizi iktidara gençler taşıyacak
- Muhalif gazeteci diye bir şey olmaz da tetikçi, eyyamcı bol
- Cumhuriyet, adalet, demokrasi: bitmeyen mücadele
- Kılıçdaroğlu ve Akşener, Erdoğan’ın oyun planını sarsıyor
- Almanya’da, Fransa’da yolsuzluk operasyonları bizde sessizlik
- Cumhuriyeti reklam arası görenler için 30 Ağustos
- CIA’nın hesap hatası Taliban oldu; ya 28 Şubat’ınki?
- Bu fotoğrafa iyi bakın: kötülüğün sıfır noktası
- Sel ve yangınların içinden Neredeydi bu devlet?
- Promter bağımlılığı milli güvenlik sorununa dönüşebilir
- Hükümet yabancı fon gerekçesiyle medyaya baskıyı artıracak
- Çatlaklar medya operasyonuyla kapatılabilir mi?
- Erdoğan “Eylem Planıyla” mı kadına şiddeti önleyecek?
- Erdoğan bir hatanın daha eşiğinde neden helallik istiyor?
- Türkiye ayrıcalık ve çifte standartlar ülkesine dönüştü
- CHP’nin 128 milyar sırrı: başlarına taş düşmedi ama
- CHP’nin 13 maddesi
- 23 Nisan’a giden yolda Mustafa Kemal ve Payitaht
- Erdoğan belediyelere asıl neden taktı, biliyor musunuz?
- Durun, siz kardeşsiniz!
- AK Parti’nin arka bahçesi vakıflara yıllarca İstanbul belediyesi bakmış