Muhalif gazeteci diye bir şey olmaz da tetikçi, eyyamcı bol
Okunma Sayısı: 4296 |
Yazı Tarihi: 22.11.2021
Fox TV’de bir programa başladık 19 Kasım gecesi; adı Orta Sayfa. Her Cuma 23.30’da Fox TV Genel Yayın Yönetmeni (ve programın fikir babası) Doğan Şentürk’ün yönetiminde Çiğdem Toker, Nevşin Mengü ve Deniz Zeyrek ile birlikte güncel gelişmelerin sadece görünen değil, görünmeyen kısmını da izleyiciyle paylaşacağız. Gelen izleyici tepkileri arasında neden hep muhalif gazetecilerin orada olduğunu, hükümet görüşünü de savunan gazetecilerin neden olmadığını soranlar oldu. Sanki çoğu kanalda duvardan duvara onları izlemek imkânı yokmuş gibi.
Oysa Doğan, programı açarken bunun bir gazetecilik, habercilik programı olduğunu, şu ya bu görüşün programı olmadığını vurguladı. Bu dönemin çarpıklıklarından birine daha neşter atmak zamanı geldi demek ki.
Muhalif gazeteci, muhalif haberci diye bir şey olmaz. Tanımı gereği olmaz. Haberci, hayatın olağan akışı içinde ve dışındaki gelişmeleri bir doğrulama ve denetleme süzgecinden geçirip işleyerek kamuoyuyla paylaşan kişidir. Her doktor gibi, avukat gibi, mühendis, yargıç, muhasebeci ve siyasetçi gibi hata yapabilir, yanılabilir ama yapması gereken budur.
Gerçek haber neden muhalif görünür?
Haber dediğiniz şey genel olarak hayatın olağan akışı dışında olan bir şeydir. Biraz da o yüzden gerçek haber muhalif görünür.
Örneğin, Türk lirasının sürekli değer kaybını haberleştirmek nasıl “muhalif habercilik” sayılmazsa, ola ki Türk lirası yeniden değer kazanırsa onu haber yapmak da yandaşlık sayılmaz. Türk lirasının kalıcı olarak değer kazanması günümüzde hayatın olağan akışına aykırıdır çünkü.
Örneğin, yolsuzluk iddiaları hakkında soruşturma açılması günümüzde hayatın olağan akışına aykırı bir gelişmedir. Dolayısıyla haber olur ve onu yazmak muhaliflik değil haberciliktir. Örneğin Türkiye’de basın özgürlüğünün durumunu yazmak da görmezden gelmek de taraf tercihini gösterir.
Gelişmelere eleştirel gözle bakan, hayatın akışına aykırılık arayan, onu duyuran haberci, gazeteci, muhalif gazeteci olmaz, sadece gazeteci olur.
Muhalif gazete, televizyon, internet sitesi olur; o yayın politikasına dair bir şeydir. Parti gazetesi diye bir şey var öteden beri. Şimdi yandaş gazete, televizyon diye bir şey var. Dünyada da var. Sadece iktidarlar açısından değil, muhalif güçler açısından da var. Haberciyse önündeki konuyu araştırır, soruşturur, ilgili taraflara sorar, sorgular, sonuca varır ve bunu bildirir.
Her dönemin, her iktidarın tetikçi ve eyyamcıları
İktidarın kayıtsız şartsız yanında duran, icraatına gerekçe arayışına giren, iktidardakileri eleştirenlere saldırmayı, itibarsızlaştırmayı, böylelikle göze girmeyi maddi, manevi çıkar sağlamayı, en basitinden rahatının bozulmamasını gözeten gazeteciler vardır oysa.
Her dönem, her ülkede olmuştur ve Türkiye’de bu dönemde de bol miktarda vardır.
Bu dönemdekilerin farkı, çoğunun yüzsüz, köksüz ve sığ olmalarıdır.
Önceki dönemlerde iktidarlara yakın duranların da gazeteci kökleri vardı. Hayat tarzlarımız farklı da olsa, farklı açıları yazsak da aynı haberleri kovalamış, aynı basın toplantılarına katılmış, aynı koşullarda sahada çalışmışızdır.
Bugünkülerin -istisnalar olsa da- önemli kısmının gazetecilik geçmişi yoktur. Oralara torpillerle geldiklerini cümle alem bildiği halde kırk yıllık gazetecilere habercilik dersi vermeye kalkar, yandaşlıklarını kimse görmüyormuş gibi tarafsızlık satarlar.
Sonra tercihlerini cari güçten yana kullananlar, gücün karanlık tarafına geçenler var. Bir de eyyamcılar var. Ev kirası ödeyen, çocuk okutan, ayın sonunu getirmeye çalışan basın emekçisi meslektaşlarımı ayrı tutuyorum. Rahatlarını ve düzenlerini bozmamak gelene ağam, gidene paşam diyenler de aynı torbanın içindedirler.
Tarafsız habercilik mi, nesnel habercilik mi?
Tarafsız habercilik olmaz, ama nesnel habercilik olur, doğrusu da budur.
Bir habercinin gelecekteki ihracat patlamasını müjdeleyen siyasetçinin ağzından çıkanı sorgulamadan yazmak yerine ona bugünkü hayat pahalılığını sorması dahi bir taraf olduğunu, kamu yararından yana taraf olduğunu gösterir. Ama o siyasetçinin söylediğini çarpıtmadan yazıyorsanız, ki yazmanız gerekir, onu eleştiren görüşlere de yer veriyorsanız, o nesnelliktir. Okura, izleyiciye durumu yansıtma görevinizi yerine getirmişsiniz.
Bu muhalif olmayı değil, eleştiren bakabilmeyi gerektirir, habercilik, gazetecilik de budur.
Bunu yapamadığınız noktada güç sahiplerine “Biz niye yokuz” diye bir nevi ihbar arzuhâli yazarak aslında bulunduğunuz yerlerin sizin gözünüzde de itibarı olmadığını göstermiş olursunuz.
Habercilik yapmaya çalışıyoruz. Orta Sayfa’daki beş kişi de gazetecidir, habercidir. Hayatlarını söyledikleri ve yazdıklarıyla kazanmış, kazanmaktadırlar. Güç sahiplerince makbul kişi görülmedikleri dönemlerde de nesnel habercilik çizgisinde kalmaya gayret etmişlerdir.
Engeller çıkabilir mi? Çıkabilir. Çıkana kadar nesnel habercilik, kaliteli habercilik çizgisine devam.
Buyurun, sizi de bekleriz.
MURAT YETKİN İsimli Yazarın Diğer Yazıları
- CHP’nin ittifak 1.0 sürümü tutmadı, 2.0 sürümü tuttu
- CHP’nin dönüşü muhteşem oldu; Erdoğan bu kez “dış güçler” diyemedi
- CHP değişince Türkiye de değişti: yeni bir dönem açılıyor
- Dip dalga Erdoğan’ı vurdu: işte üç temel neden
- Başkenti yönetmeye aday Altınok: mirasyedi mi, emlak baronu mu?
- Enflasyon dosyaları. Çağlar: Çiller memurlar 6 ay maaş almasın diyordu
- AK Parti Ankara’da havlu atmak üzere
- Savunma ve Dışişleri bakanlarının Meclis’e PKK brifinginden kalanlar
- Özel’den Erdoğan’a: kazanacak adayları bulamıyorlar
- Recep Tayyip Bey’e de bir Sadık Abi mi lazım sizce Hafize Gaye Hanım?
- İttifak mı? Bir daha asla!
- Yükselen yeni faşizmin hedefi alttakileri dibe itmek
- İslam ülkeleri esti, gürledi ama İsrail’in aldırdığı yok. İşte nedeni
- CHP’de Özel dönemi siyasette hangi dengeleri değiştirmeye aday?
- CHP’nin Özel seçimi tüm muhalif seçmene “değişim” soluğu getirebilir
- Parmağını kaldıran bir kız çocuğudur Cumhuriyet: 100. Yaşı kutlu olsun
- Filistin mitingi yapılmalı da başka gün mü kalmamıştı?
- CHP Anayasa tartışmaya İçtüzük önerisiyle başladı: Meclis güçlenmeli
- Gezi Davası: dökülen Türk yargısı ve Erdoğan’ın dinmeyen öfkesi
- Sayıştay raporlarındaki yolsuzluk izleri tam soruşturmalık
- Kılıçdaroğlu: hepimiz hayal kırıklığına uğradık ama vazgeçmeyeceğiz
- Barış Pehlivan örneği: yargı bağımsızlığı yoksa basın özgürlüğü de yok
- Kılıçdaroğlu: Merkez Bankası nihayet asli görevini hatırlamış görünüyor
- Üretilen hurafelere Özal bile inanmıştı ama Lozan 100 yıldır ayakta
- Vergi zamları ve ilk sonuçları: kendi düşen ağlamaz mı?
- Ekonomik krizden büyük sorunumuz varmış gibi
- 30’uncu yılında Sivas Katliamı: kanlı bir petrol savaşı hikayesi
- Montaj, kara propaganda ve “diktatör olmak isteyene öğütler”
- İki gün kaldı. “Nereye gidiyoruz?” sorusu için son fırsat
- İkinci tur için Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a “terör” cevabı
- Kılıçdaroğlu’nun ekonomi kadrosu belli, Erdoğan hâlâ Şimşek peşinde
- Kılıçdaroğlu’na destek büyürken siyasetin rengi hızla değişiyor
- Kılıçdaroğlu: IMF ile görüşmüyoruz, ülkeyi dilenciye çeviren Erdoğan
- Erdoğan’ı iktidara kadınlar getirmişti, o rüzgâr da dönüyor
- Muhalif seçmene ümit verecek bir dizi gelişme
- Ortak liste zorunluluğu: gözler Kılıçdaroğlu ve Akşener’de
- Kılıçdaroğlu’nun geniş cephe siyaseti; ideoloji ve politika
- AK Parti kadına şiddet yasası pazarlığında: birkaç oy için ya Rab
- Kılıçdaroğlu, Akşener ve iktidarın kısa süren sevinci
- Kılıçdaroğlu: Altılı Masa adayı ilk turda Cumhurbaşkanı
- Siyasetin fay hatlarında yoğun enerji birikimi
- Baskının yeni bahanesi: Özgürce kanaat oluşumunu engellemek
- Tek Yürek bağış kampanyasının dörtte üçü devlet kesesinden
- Kılıçdaroğlu sert: Kızılay’ı, asker yardımını bitirdiler, canlara maloldu
- Kılıçdaroğlu’nun deprem isyanı, Erdoğan’ın defter tehdidi
- Gerçekten depremle mi geldi, gerçekten depremle mi gidecek?
- Deprem çalışmaları yetersiz: hükümete tepki büyüyor
- Millet İttifakı Programı: En çok alkışı Çankaya’ya dönüş aldı
- Topluma bir dokun bin ah işit: Seçime kadar kim ne alırsa
- Kılıçdaroğlu: çakallar önünde diz çökmektense ayakta ölürüm
- Muhalefet İmamoğlu’na cezayla kenetlendi: oyun bozulabilir
- Kılıçdaroğlu’nun İkinci Yüzyıl’ı: asıl çağrı CHP’ye
- Muhalefetin Anayasa önerisi: bir şeyler oluyor sanki
- Kılıçdaroğlu’nun Sırpça mesajı, buzdağının görünen ucu
- Madencilerin ölümü kadermiş ama seçimi alırsa düzeltecekmiş
- Medyayı yasayla susturma çabasının beyhude heyecanı
- CHP lideri ABD yolunda: Ben barış istiyorum, Erdoğan kavga
- 100’üncü Yılında Zafer ve Cumhuriyete layık olmak
- Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’a verdiği en ağır hasar
- Kılıçdaroğlu’nun YSK sözleri: Veri güvenliği mi, seçim güvenliği mi?
- Kılıçdaroğlu’dan Akkuyu tepkisi: Rusya’ya bağımlı haldeyiz
- Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’na yetişme telaşı halka yarıyor
- Birileri camilerde bir şeyler mi çeviriyor yine?
- Erdoğan’ın içine düşen korku: kızgınlık ve kırgınlık seçimi
- Kılıçdaroğlu CHP’yi toparlamaya İstanbul’dan başladı
- Kaftancıoğlu’na ceza ya da yargı yoluyla siyaset batağı
- Kavala’ya ömür boyu hapis: adaletsizliğin dibi
- “Erdoğan sığınmacıları vatandaş yapıp oy mu kullandıracak?”
- CHP Doğu ve Güneydoğudan vekil çıkarabilecek mi?
- İki Türkiye: Antalya’da diplomasi Diyarbakır’da siyaset
- 9 başlıkta altı liderin Erdoğan rejimine karşı toplantısı
- Kılıçdaroğlu Boykotta. Erdoğan Zamları Geri Alır mı?
- Kılıçdaroğlu Erdoğan’ı doğrudan ihale yolsuzluğuyla suçladı
- Havaalanı ve Ankara-İstanbul yolunu İmamoğlu kapatmadı
- Kılıçdaroğlu: bizi iktidara gençler taşıyacak
- Cumhuriyet, adalet, demokrasi: bitmeyen mücadele
- Siyaset ve bürokraside değişim rüzgarları
- Kılıçdaroğlu ve Akşener, Erdoğan’ın oyun planını sarsıyor
- Almanya’da, Fransa’da yolsuzluk operasyonları bizde sessizlik
- Cumhuriyeti reklam arası görenler için 30 Ağustos
- CIA’nın hesap hatası Taliban oldu; ya 28 Şubat’ınki?
- Bu fotoğrafa iyi bakın: kötülüğün sıfır noktası
- Sel ve yangınların içinden Neredeydi bu devlet?
- Promter bağımlılığı milli güvenlik sorununa dönüşebilir
- Hükümet yabancı fon gerekçesiyle medyaya baskıyı artıracak
- Çatlaklar medya operasyonuyla kapatılabilir mi?
- Erdoğan “Eylem Planıyla” mı kadına şiddeti önleyecek?
- Erdoğan bir hatanın daha eşiğinde neden helallik istiyor?
- Türkiye ayrıcalık ve çifte standartlar ülkesine dönüştü
- CHP’nin 128 milyar sırrı: başlarına taş düşmedi ama
- CHP’nin 13 maddesi
- 23 Nisan’a giden yolda Mustafa Kemal ve Payitaht
- Erdoğan belediyelere asıl neden taktı, biliyor musunuz?
- Durun, siz kardeşsiniz!
- AK Parti’nin arka bahçesi vakıflara yıllarca İstanbul belediyesi bakmış