Medyayı yasayla susturma çabasının beyhude heyecanı

Okunma Sayısı: 2653    |    Yazı Tarihi: 14.10.2022


Gazetecilerin “sansür yasası” iktidar cephesinin “dezenformasyon yasası” dediği yeni Basın Yasası, parlamentoda hayli tartışmalı geçen oturumların ardından sonra 13 Ekim gecesi AK Parti ve MHP oylarıyla kabul edildi. Yasaya olumlu oy veren milletvekilleri, savanada aslan öldürüp kafasına ayağını koyarak poz veren avcıların heyecanıyla fotoğraf çektirdiler. Medyayı susturma çabasının beyhude heyecanı apaçık görülüyor. İnsan bakmaya utanıyor fotoğrafa.

Yasanın görünürdeki amacı yalan ve kirli haberin yayılmasını önlemek, çocukları zararlı yayın ve reklamlardan korumak. İş burada kalmıyor. Medyayı, özellikle sosyal medyayı ve habercileri, alabildiğine politize edilmeye çalışılan yargıdaki savcı ve hakimlerin insafına bırakarak sindirme gayreti açık. Yasanın ayrıntılı analizi için Nermin Pınar Erdoğan’ın yazısını okumanızı öneririm. Amaç, medyayı en azından kritik 2023 seçimine dek iktidarın işine gelmeyecek haber ve yorumlardan caydırmak.

Medyayı susturmada dünyaya örnek

Yasanın mimarlarından TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı, AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman bu yasanın “dünyadaki örneklerine bakılarak” ve “dünyaya örnek olacak” şekilde hazırlandığını söylemiş. En azından ilk kısmı doğru ama doğrunun tamamı değil: AK Parti hükümetlerinin özelikle ABD ve AB’deki yasaları didik didik ederek en kötü örnekleri cımbızlayıp eklektik bir şekilde bir araya getirmekte uzmanlaştığını kabul etmemiz gerekiyor.

AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Ahmet Özdemir’in yasayı ve özellikle de habercilere hapis cezası getirerek en tartışmalı kısmını oluşturan 29’uncu maddeyi ABD Büyükelçiliği yetkilileriyle -talepleri üzerine- görüştüklerini, onları da ikna ettiklerini söyledi Meclis kürsüsünden.

Dünyaya örnek olma kısmının da doğru olma ihtimali var doğrusu. Önce Covid-19 salgını, ardından Rusya-Ukrayna savaşı ve bunların azdırdığı ekonomik ve siyasi belirsizlik ortamı İkinci Dünya Savaşı öncesindeki gibi rejimlerin giderek daha baskıcı hale gelmesine yol açıyor. Son olarak İtalya’da Faşist eğilimli Giorgia Meloni’nin seçimlerden galip çıkması, Almanya’da aşırı sağcı Alternatif Partinin yükselişi, AB üyesi Avusturya, Macaristan, Polonya gibi ülkelerde artan yabancı düşmanlığı Rusya’nın yayılmacı siyasetiyle körükleniyor.

Seçim sürecinde duyulması istenmeyenler

Medyayı susturma girişimlerinin otoriterleşen iktidarların başvurmak isteyeceği bir yöntem olması maalesef kimseyi şaşırtmıyor.

Yasa enflasyon oranlarının gerçeği yansıtmadığı eleştirisinden herhangi bir kamu kurumunda ortaya çıkan yolsuzluğu ya da ucu siyasete uzanan bir cinayeti haberleştirmeyi dahi “toplumda infial uyandırıcı” sayma yetkisini mahkemelere veriyor. Belirli bir ölçü konulmamış bunun için.

CHP yasayı Anayasa Mahkemesine götüreceğini açıkladı. Oradan iptal kararı çıksa dahi sekiz ay sonraki seçimlere dek yürürlükten kalkacağı kuşkulu.

Peki medyayı susturmak mümkün mü? Bütünüyle susturmak mümkün değil. Her zaman halkın haber alma hakkını savunmak için kendi haber verme hakkını savunan haberciler var olacaktır.

Ama ne yazık ki medyayı bir süre engellemek, baskılamak mümkün olabiliyor.

Bu yasanın amacı, en azından seçimlere dek belli haberlerin yayılmasını engellemek. Dolayısıyla bu yasa seçim sürecinde MHP destekli AK Parti iktidarının seçimi kazanmak için şu anda görünür olmayan ama duyulması, okunmasını uygun bulmadıkları başka hamleler yapmak istediğini de akla getiriyor.

Asıl endişe verici olan da o zaten.


MURAT YETKİN İsimli Yazarın Diğer Yazıları