Muhalefetin Anayasa önerisi: bir şeyler oluyor sanki

Okunma Sayısı: 2726    |    Yazı Tarihi: 29.11.2022


Altılı Masanın Anayasa Değişikliği Önerisi komisyonu üyeleri sahnede konuşmalarını yaparken ben de bir yandan bulunduğum yerden liderleri izliyorum.

İYİ Parti lideri Meral Akşener salona biraz gergin girdi. Ancak biraz sonra hemen solunda oturan Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu ile küçük sohbetlerle açıldı. Salona alışıldık üzere diğer liderlerin önünde değil arkalarında giren CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise düşünceli görünüyordu. O da zamanla gevşedi ama sorunların yükü altında olduğu gözlenebiliyordu.

Dışarıdan bakıldığında Altılı Masanın yavaş ilerlediği görülüyor. Ama 28 Şubat’tan 28 Kasım’a geçen dokuz ay içinde altı partinin bir Anayasa değişikliği önerisi üretebilmesi, seçimi kazanırlarsa hükümet programı yerine geçecek bir yol haritası hazırlığına girmeleri azımsanacak bir şey değil.

Bu manzaranın mimarı Kılıçdaroğlu. 2018’de Akşener’e 15 milletvekili desteği vererek İYİ Parti’nin seçime ve Meclis’e girmesiyle başlayan yolculuk Akşener katılmasa olmazdı, evet ama başta Kılıçdaroğlu CHP içindeki statükoya rağmen elini taşın altına koymasa bu duruma dahi gelinmezdi.

Anayasa önerisi üç unsur üzerinde

Bu durum hala gözlerin ortak aday üzerinde olduğu ve bunun sorumluluğunun da Kılıçdaroğlu ile Akşener’in omuzlarında bulunduğu gerçeğini değiştirmiyor.

Ama önümüzde ilk kez muhalefetteki partilerin iktidara gelince ne yapacaklarını söyleyen ortak önerisi bulunuyor.

Altılı masasın Anayasa değişikliği önerisi, en özet haliyle tek adam rejimine dönüşen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine son vermeyi amaçlıyor.

Bazı eleştiriler var: anayasal vatandaşlık, anadilde eğitim nerede soruları… cevap, bu anayasa değişikliği önerisinin altı partinin çok da kolay olmayan uzlaşması sonucu ortaya çıkan “güçlendirilmiş parlamenter sistem” amaçlı olduğu şeklinde geliyor.

Zaten 84 maddedeki değişiklik önerisinin önemli bir kısmı, Anayasa madde başlıklarındaki “ödevler” ya da “görevler” ifadelerinin “hürriyetler” sözcüğüyle değiştirilmesi olmuş. Cevap, “insan ve onurunu odağına alan” bir yaklaşım olarak geliyor. Vatandaşın devlete görev ve ödevlerinden değil, devletin vatandaşa görev ve ödevleri olduğu vurgulanmış.

Muhalefetin önerisi üç unsur üzerine oturuyor: yürütme yasama ve yargı.

Önce yürütme erki

Hemen söyleyelim: değişiklik önerisinin tam metnini okumak isteyenler bu bağlantıya gidebilir.

Bir yürütmeden başlayalım çünkü mevcut Anayasa bütün yürütme erkini Cumhurbaşkanında topluyor ve yargı ve yasamayı da etkisinde tutuyor.

Altılı masa önerisi öncelikle Cumhurbaşkanının “tek başına yapabileceği işler” diye bir başlık açmış. Cumhurbaşkanı tamamen sembolik bir durumda değil, hala devletin başı, Türk Silahlı Kuvvetlerini tek başına kullanma yetkisi olmasa da hala başkomutan, kanunları veto yetkisi olmasa da hala Meclis’e geri gönderebiliyor, çoğunluk sıralamasına göre başbakan atayabiliyor.

Öte yandan 7 yıllığına ve bir defalığına seçilebiliyor ve görevi bittikten sonra aktif siyasete dönemiyor.

Önemli bir ayrıntı: TBMM tarafından kabul edilen uluslararası anlaşmalardan uygun bulduğu zaman bir imzayla çıkamıyor muhalefetin değişiklik önerisi gerçek olursa. Bu, kadına şiddet karşı İstanbul Sözleşmesine atfen koyulmuş bir cümle ama başka uluslararası anlaşmaları da Meclis koruması altına alıyor.

Yürütmede ağırlık Bakanlar Kurulunda ama Bakanlar Kurulu da sıkı yasama denetiminde denetimde.


Meclis’e girmek kolay, çıkmak zor

Seçim barajı yüzde 3’e düşürülüyor. Hazine’den devlet yardımı alma sınırı da yüzde 1’e. Bu daha az oyu olan partileri mevcut sistemde olduğu gibi ideolojik yakınlığı olmayan partilerle siyasi zorunluluk nedeniyle müttefik olmaktan çıkaracak, bence demokratik bir bakış.

Hükümet kurmak için basit çoğunluk gerekirken, hükümeti düşürmek için salt çoğunluk, üye tam sayısının bir fazlası gerekecek. Hükümet krizi çıkmaması için de yenisinin kurulacağı garantisi olmadan mevcut düşürülemeyecek. Hükümet düştüğü gün yeni başbakan görev başında olacak; “yapıcı güvensizlik” ilkesi diyorlar.

Altılı masa önerisine göre bir yenilik de yurtdışı seçim çevresi. Parlamentonun 600 üyesinden 15’i geçmeyecek şekilde yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarının temsili de öngörülüyor.

Parti kapatmak daha da zorlaşıyor. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı uygun bulduğu zaman parti kapatma davası açamayacak; Meclis’ten izin almak bunun için de somut kanıt sunmak zorunda. Milletvekili dokunulmazlığının düşürülmesi için de basit çoğunluk değil, salt çoğunluk gerekecek. Milletvekili bir suçtan mahkûm olsa bile, üyeliğinin düşürülmesi için Anayasa Mahkemesi kararı beklenecek.

Yargıyı güçlendirmek için

Muhalefetin anayasa değişikliği önerisi yargının bağımsızlığı için bir dizi öngörüde bulunuyor.

Bunlar arasında yüksek yargı kararlarının da yargı denetimine açık olması geliyor. Özellikle de seçim dönemlerinde gözlerin üzerine çevrildiği Yüksek Seçim Kurulu kararları AYM denetimine açık olacak; şu anda değil.

AYM üyelikleri 17’den 22’ye, daire sayısı da 2’den 4’e çıkarılıyor. Cumhurbaşkanının atayacağı üye sayısı 2 ile sınırlanıyor; o da AYM raportörü gibi uzman isimler arasından seçilecek. Ağırlık Meclis’te olacak.

Hakimler ve Savcılar Kurulu ikiye ayrılıyor. Hâkimlere “coğrafi teminat” getiriliyor; kararı nedeniyle fiili siyasi sürgün ile karşılaşmasının önüne geçmek için. Kamu adına harcamaların daha iyi denetlenmesi ve yolsuzlukla mücadele amacıyla Sayıştay üzerine Meclis denetimi artırılıyor.

Yargıdaki bir yenilik de Türkiye Barolar Birliğinin uzun süredir talebi olan, duruşmalarda iddia ve savunma makamlarının, yani savcı ve avukatın eşitliği ilkesinin Anayasa önerisi içinde yer alması.

YÖK kaldırılıyor

12 Eylül 1980 askeri darbesinin ürünü olan Yüksek Öğretim Kurulu’nun (YÖK) kaldırılması öngörülüyor. Onun yerine üniversitelerin bilimsel, mali ve idari özerkliğini gözetecek bir koordinasyon yapısı olarak Üniversiteler Arası Kurul önerisi yapılmış.

“Herkes sağlık hakkına sahiptir” gibi net ve devlete sorumluluk yükleyen cümleler var metinde. Keza herkesin sağlıklı çevrede yaşama hakkı… Devlete doğal hayatı koruma ve hayvanlara eziyet ve kötü muamele yapılmasına karşı görev veren cümleler de var. Bunlar da yeni.

Diyeceksiniz ki, bütün bunlar ancak Altılı Masanın adayı seçimi kazanırsa gündeme gelecek demokratik yenilikler. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın karşısına çıkıp onu seçimle alt edebilecek adayla olacak bütün bunlar. Öte yandan Türkiye’de ilk defa bir grup muhalefet partisi bir araya gelip onları seçersek başka bir Türkiye tahayyülü sunuyor, bunu resmi önerisi olarak kâğıda döküyor.

Hiçbir şey olmasa da bir şeyler oluyor anlayacağınız.



MURAT YETKİN İsimli Yazarın Diğer Yazıları