Montaj, kara propaganda ve “diktatör olmak isteyene öğütler”

Okunma Sayısı: 1980    |    Yazı Tarihi: 27.05.2023


Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Sözcüsü ve gerçek anlamdaki tek danışmanı İbrahim Kalın Habertürk televizyonunda Erdoğan tarafından montaj olduğu kabul edilen propaganda videosuna şu dolaylı savunmayı getirdi:

• “Bir grup kıvrak zekalı gencin kurguladığı video. Videoda bir araya getirilen unsurlar gerçek. Asıl mesele bu açıklamaları PKK kadroları yaptı mı, yapmadı mı? Sorması gereken bu. 1,5 aydır PKK kadroların ardı ardına Sayın Kılıçdaroğlu’nun destek açıklamalarını biliyoruz.”

Kılıçdaroğlu’nun Habertürk’te “Sahte video yapana sahtekâr denir” dediği yayının ardına tesadüf eden söyleşiyi yürüten Mehmet Akif Ersoy, PKK’lıların beyanlarının ne zamandan beri esas alındığını sormadı. PKK şeflerinden Duran Kalkan’ın seçime birkaç hafta kala, üstelik rahatsız edici bir üslupla “Halbuki PKK ile en çok Tayyip’in ilişkisi oldu, AKP’nin oldu. (…) Kendileri yaptılar o kadar. Niye bu görülmüyor?” demişti. CHP’li Özgür Özel bu yayının yapıldığı gün AK Parti iktidarının 2019 yerel seçimleri öncesi PKK lideri Abdullah Öcalan’ın mektubunun kamuoyuna açıklanması, kardeşi Osman Öcalan’la mülakat yapılması gibi yöntemlere başvurduğunu hatırlatmıştı.

Montaj ve “kıvrak zekalı gençler”

Kılıçdaroğlu ve PKK şeflerinden Murat Karayılan’ın hepinizin ağzından herhangi bir zaman çıkabilecek “haydi” sözünü peşi sıra ekleyerek üretilen bu propaganda videosu Kalın’dan önce, aynı gün Sivas’ta Erdoğan tarafından “kıvrak zekalı gençlerin” ürünü olarak nitelenmişti. Diken haber sitesinde Altan Sancar bu tür montaj ve sahte hesap üretimlerinin altında Mısır merkezli ve İstanbul, Esenyurt’ta şubesi olan bir şirketin bulunduğunu öne sürmüştü.

“Kıvrak zekalı gençler” tanımı bende 2014’te hem de Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğunu işgal edilmişken Suriye ve Irak’ta terör estiren IŞİD ve El Kaidecilerin “öfkeli gençler” olarak tanımlanmasını çağrıştırdı.

“Kıvrak zekalı gençler” diye dolaylı olarak övülen montaj eylemini bir trol ya da kara propaganda faaliyeti olarak tanımlamak da mümkün.

Son yıllarda sayısız örneğini gördük ama bu örneklerden belki de en tehlikeli olanının Cumhurbaşkanı tarafından seçim propaganda unsuru olarak kullanılmasına, bir canlı yayın sırasında -belki de soruya sinirlenerek- “Ama montaj, ama şu, ama bu” ifadesiyle kabulüne ve sonrasında buna sahip çıkılmasına ilk kez tanık oluyoruz.

“Yasaların arkasına saklanarak olmaz”

Montaj tartışması beni son zamanlarda sık sık açıp olan bitenin başka açıdan anlamaya çalıştığım bir kitaba yöneltti beni. Örneğin, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal harekâtını “Özel operasyon” diye adlandırmasının yerini de burada bulmuştum. Bu kitap Almanya’daki Nazi döneminin Adolf Hitler’den sonraki en etkili ismi olan Propaganda Bakanı Joseph Goebbels’in Zeplin Kitap tarafından “Büyük Yalanlar” başlığı altında bir araya getirilmiş makalelerinden oluşuyor.

Goebbels, bugün dünyanın pek çok ülkesinde yönetimlerin geçer akçe saydığı şu sözlerin de müellifi:

• “Büyük ve basit yalanlar söyleyin ve tekrar tekrar söyleyin; sonunda inanacaklardır.”

• “Basını hükümeti çalabileceği büyük bir piyano gibi düşünün.”

• “Propaganda zekâ ürünü olmak zorunda değildir, amaca hizmet etmelidir.”

Goebels’in 1932’de yazdığı “Diktatöre ya da Diktatör Olmak İsteyen Birine Altın Öğütler” makalesindeki 20 öğütten 13’üncüsünde şunu söylemiş:

• “Eylemleri tersini gösteriyor olsa da yasalara uyuyormuş gibi bir imaj çizmek adına yasaların ardına saklanmaya çalışan bir diktatör, makamında uzun süre kalmayı asla başaramaz.”

Hitler, Goebbels’in bu makaleyi yazmasından bir yıl sonra, seçimle işbaşına geldi, sonrasını biliyoruz.

Demokratik yollarla işbaşına gelen iktidarların kara propagandanın şehvetine kapılarak ülkelerini, vatandaşlarını ve kendilerine büyük zararlar vermelerinin örnekleriyle dolu tarih.



MURAT YETKİN İsimli Yazarın Diğer Yazıları