Parlamenter rejim; Demokratik siyaset

Okunma Sayısı: 8743    |    Yazı Tarihi: 28.06.2019


İstanbul seçimi ile birlikte tıkandığına tanıklık ettiğimiz Cumhurbaşkanlığı hükumet sistemi tartışmaya açıldı. Bu tartışma, AK Partinin kendi içindeki dağılmaların temelini teşkil edeceğini gösteriyor. Bir yıllık denemenin yarattığı tıkanmanın aşılmasının formülümün Parlamenter sisteme dönüş ile mümkün olacağı gerçeğinin tartışılıyor olması bugün için bir sonuca hitap etmiyor gibi görünse de önümüzdeki süreçte ete-kemiğe bürünecek bir hal alacağı şimdiden görünüyor.

Siyasi, ekonomik ve hukuki tıkanmanın toplumda yarattığı travma doğaldır ki ülkeyi yönetenleri de köşeye sıkıştırıyor, çözüm arayışına yöneltiyor.  Bu arayışın, şimdiye kadar kendilerine dönük uygulamalara kurban ettikleri arayışların dışında toplumun bütün kesimlerine hitap etmesi gerekiyor ki, tek merkezli yönetim anlayışının bunu kolay kabulleneceğini şimdilik öngörmek mümkün değil. Ancak, özellikle İstanbul seçimlerinden sonra ortaya çıkan tablo, muhalefet blokunda olduğu kadar, HDP, AK Parti ve MHP tabanında da parlamenter sisteme dönüşün kaçınılmaz olduğu fikrini giderek güçlendirmektedir. Farklı kesimlerle bu konuda yaptığımız görüşmeler ve ortaya çıkan sonuç bu fikri destekliyor.

AK Parti toplumun geniş kesimlerinin taleplerine cevap verebilecek siyasi esnekliği gösterip, değişim sinyalleri verebilir mi? Bundan çok emin değiliz, hala ‘Durmak yok yola devam’ gibi bir durumun takipçisi oldukları yönünde sinyaller veriyorlar. Kaybettikleri Belediyeleri meclis üyesi çoğunluğu marifetiyle çalıştırmamak gibi bir yöntemin benimsenmiş olmasını ciddi devlet anlayışı ile bağdaşmadığını hatırlatarak, toplumsal değişim ve dönüşümün önünde uzun süreli bir set oluşturma kapasitelerinin tükenişe doğru gittiğini de açıkça ifade etmek gerekir.

Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkanı ve Genel Merkezinin, teşkilatlarının yerel seçim ve sonrasında ortaya koyduğu performans ve başarının sonuçlarının geniş toplumsal muhalefet tarafından kabul görmesi ve nefes aldırması gelecek için umut verdi. İYİ Parti, SP, HDP seçmeninin tıkanmışlığı aşmak için verdiği çaba, ülkenin geleceğine sahip çıkanların nicelik ve nitelik olarak ciddi bir potansiyele sahip olduğunu ispatladı.

HDP’nin ve HDP dışındaki Kürt seçmenin önce 31 Mart ardından da 23 Haziran’da demokrasiye, demokratik siyasete nasıl sahip çıktığını çok net ortaya koydu. Siyasette kartların yeniden karılması dönemindeyiz. Kürtlerin, Kürt seçmenin CHP’den ciddi beklentileri var. Büyükşehirlerin kazanılmasında kayıtsız şartsız verilen stratejik desteğin temelinde Demokratik siyasete zemin hazırlama gayreti, toplumun bütün kesimlerine umut olduğu gibi geleceğin birlikte inşa edilebileceğinin de işaretleri oldu.

Yerel seçimlerin kazanımı, Parlamenter rejime dönüşün sinyallerini vermekle birlikte geniş toplumsal muhalefetle demokratik siyasetin nasıl yapılabileceğinin de provası oldu.  


NACİ SAPAN İsimli Yazarın Diğer Yazıları