Akılsız kalabalıklar ürkektir!

Okunma Sayısı: 8181    |    Yazı Tarihi: 14.03.2020


Mesele önemli, şöyle ki;

Canlı varlıklar açısından kalıcı olmayan, gelir-geçer olduğu bir öncekiler, aynı zamanda sonrakiler tarafından da testlere tabi olan dünyanın tiyatro sahnesindeyiz.

Adına yaşam diyoruz.

Kalıcı olmadığını biliyoruz.

Çok kesin.

Bize ait bu tiyatro sahnesinde, bize/bizlere ait bölümden rol çalan kesimleri izliyoruz.

Çaresizlik mi?

Asla.

Biz geleceği, onlar bugünü hedeflediler, yanımızda olduklarını sandıklarımızı da yanlarına alarak. Bütün zamanlarda öyle ya da böyle olmuş diyorlar. İyilerin başardıkları zamanlarda olmuş/oldu/satılmadıkları zamanlarda/ elbette. Ancak, birlikte var olduğumuzu sandığımız zaman diliminde iktidar olup muktedir olamayanların yanında yer aldıklarına yarım asırlık yaşam hikayemizin periyotları arasında tanıklık ediyoruz, kötülerin ‘dünyasında’.

**

ÖFFF, bu ne yaa!

Var yaaa..!

(hayat oyununda ciddi bir replik)

**

Mesele; her mevzide yer alarak var olmak mı?

Ne önemi var; Hem başkalarının hem de kendi dar bakış açılarımızın mahkûmiyetine adanmış bir hayat hikâyesinin rol çalan oyuncuları olduktan sonra!

Ne önemi var; hem kendisi hem de başkaları tarafından ötekileştirilmiş bütün kesimler, bil umum inanç grubu, etnik kökenliler ve de bu saikle hareket eden o muazzam kalabalığı, ortak çatı olan gök kubbenin altındaki özgür alanlarda bir arada tutmasını beceren/başaran/ başaracak olan bir aklı hayata geçiremedikten sonra?

İhtiyacımız var; aklın ‘tatile’ çıktığı, belki de hiç geri dönmemek üzere kendini dağlara/taşlara vurduğu, içinde bulunduğumuz bu girdaplı zaman diliminde.

Mesele bu nedenle önemli; aklı akılsızlara teslim etmemek lazım, hele ki toplum yararına kullanılacaksa. ‘Kalabalıklar’ diye ürkmemek lazım, çünkü ürkek olan akılsız kalabalıklardır.

Mesele bu nedenle önemli; o zaman düşünmek, çok, hatta daha çok düşünmeli.

Vesselam.


NACİ SAPAN İsimli Yazarın Diğer Yazıları