İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı CHP lideri Özgür Özel hakkında da soruşturma başlattı. Soruşturma, CHP liderinin 4 Haziran akşamı İstanbul’da Gaziosmanpaşa’da yaptığı “İmamoğlu’na özgürlük” mitinginde İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’i hedef alan sözlerinden hemen sonra açıldı. Özel’e açılan soruşturmanın gerekçesi olarak “yargı görevi yapanı görevini yapmasını engellemek amacıyla tehdit” ve “kamu görevlisine görevinden dolayı alenen hakaret” suçlamaları gösterildi.
Özel konuşmasında, itirafçı ifadeleriyle 5’inci dalgada gözaltına, aralarında CHP’li belediye başkanlarının bulunduğu 38 kişinin adliyeye götürülürken polis tarafından alınan görüntülerinin medyaya verilerek teşhir edilmelerinden Gürlek’i sorumlu tutarak şunları söylemişti:
• “Akın, sert kayaya çarptın oğlum! Akın, sert kayaya çaptın! Sabrımızın sonundayız. Saraçhane’deki kararlılığımızla söylüyorum. Gelirim, darmadağın ederim, aklını başına topla. Efendi gibi geliyoruz, eylemimizi yapıyoruz, dağılıyoruz ama tepemin tasını attırma, dağılmamak üzere toplanırız.”
CHP lideri “Sayın Erdoğan’a da söylüyorum” diyerek “Buradan sonra bu işin sonu kötü. Alın bunu buradan” demişti. Doğrusu çok sert sözler.
Özel’e soruşturmanın anlamı
Özel’e açılan soruşturma ardından Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da “X” hesabından Özel’in “pervasız ve sorumsuz” açıklamalarının “hukuk devleti ve yargı bağımsızlığına açık saldırı” olduğunu söyledi. Tunç, “Hâkim ve savcılarımız tehditlere boyun eğmeyecektir” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP’li belediyelere yönelik soruşturmalar Gürlek’in İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına atanmasıyla başladı ve yürütülüyor. Gürlek, Ekim 2024’te bu göreve getirilmeden önce Adalet Bakan Yardımcısı, yani Tunç’un yardımcısı idi. Gürlek’in İmamoğlu dosyasını tamamladıktan sonra Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından Adalet Bakanlığına atanacağı iddiaları basına yansımaya başladı.
Özel, Gürlek’i İBB soruşturmasından tutuklu zanlılar üzerinde itirafçılık baskısı kurup iftiralarla soruşturmayı ilerletmeye, iddianameyi geciktirerek tutukluluk sürelerini uzatmaya çalışmakla da suçluyor.
Milletvekili dokunulmazlığı nedeniyle Özel’e yönelik gözaltı ya da tutuklama şu anda mümkün değil. Ancak soruşturma, CHP Kurultayının iptali davasıyla Özel’in CHP yönetiminden düşürülmesi ihtimaliyle birlikte CHP üzerindeki baskının artması anlamına geliyor.
“Yargılanmıyor, rehin tutuluyoruz”
CHP Kurultayının iptali davası 30 Haziran’da görülecek. Kemal Kılıçdaroğlu’nun ifade verip vermemesi, verirse ne diyeceğine bağlı olarak bu tarihte 4-5 Kasım 2023 Kurultayı iptal edilip Özel ve yönetimi mahkeme kararıyla düşürülebilir ya da 20 Temmuz-1 Eylül arasında ilan edilen adli tatil sonrasına bırakılabilir.
Yaz ayları başka açıdan da önemli. AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala, PKK’nın silah bırakmaya yaz aylarında başlayabileceğini söylüyor. Adli tatil sırasında nöbetçi mahkemeler görevde olacak. Ama zaten siyaseten sorunlar var. ABD’nin Suriye’de SDG’ye müttefik olarak destek vermeyi sürdüreceği mesajını vermesi, PKK’nın da silah bırakma konusunu Ankara’nın takvimine göre değerlendirmeyeceğini gösteriyor.
CHP ister istemez, başta İmamoğlu olmak üzere tutuklu üyelerini hapisten çıkarmaya vermek, üzerindeki baskıları püskürtme önceliğiyle meşgul. Özel’e düşen sorumluluk ağırlaşıyor.
İmamoğlu dün Gaziosmanpaşa’daki mitinge gönderdiği mesajında “Bizler, bağımsız mahkemelerde yargılanmaktan çekinmeyiz” diyor, ama diye devam ediyordu: “Biz yargılanmıyoruz. Biz, bir daha asla seçim kazanamayacak bir avuç insan önümüzdeki seçimi kazanabilsin diye rehin tutuluyoruz.”
Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı için
Şu anda Türkiye’de bütün siyasi denklemler gelip Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yeniden aday olup, bir kez daha seçilmesi zorlamasına gelip dayanıyor.
Hal böyleyken DEM Parti’nin anahtar rolü daha da öne çıkıyor. Onların da sorumluluğu ağır; İmralı, Kandil ve Beştepe üçgeninden çıkış arayışındalar.
Kılıçdaroğlu, zamanında Gürlek’e “Yeni Zekeriya Öz” dediği için Gürlek’in açtığı davayı kazanmıştı. Zekeriya Öz, Ergenekon-Balyoz serisi davaların muktedir savcısıydı. Şimdi yurtdışında, FETÖ suçlusu olarak aranıyor.
Öte yandan CHP Gürlek’e vurdukça Gürlek AK Parti gözünde güçleniyor, vaz geçilmez hale geliyor. İmamoğlu dosyasını kapatınca Erdoğan’ın onu Adalet Bakanı yapacağı iddiaları da kısmen buradan besleniyor.
Özel’e açılan soruşturma muhtemel siyasi sonuçları bakımından simgesel önemde. Siyaset kulisinde bir süredir yaygınlaştırılan “Özel’i de alacaklar” söylentisini de çağrıştırıyor.
Daha nereye kadar?
İktidar “Güç bende” özgüveni içinde.
Türkiye’nin Rusya-Ukrayna örneğindeki gibi halihazırdaki jeopolitik avantajına, ABD ve AB’nin şu anda Türkiye’yle sadece güçlü ordusu ve coğrafyası için gösterdiği yakınlaşmasına yaslanarak “Karışan, görüşen yok” rahatlığı içinde.
Erdoğan geçenlerde İspanyol Başbakanı örneğinden Özel’e, “İmamoğlu olayını biz de anlatıyoruz dünyaya mesajı verdi. Basit bir yolsuzluk soruşturması olarak tabii; AK Patili belediyelerin 2019’da büyük şehirleri kaybetmeye başlamaları öncesi dağ gibi birikmiş suç duyurularına yargının kılını kıpırdatmadığı koşullarda Gürlek bir “Temiz eller savcısı” ilan edilecek neredeyse.
Öte yandan bu defa MHP destekli AK Parti iktidarının karşısında siyasi önderlikten yoksun, bütünüyle tepkisel Gezi Protestoları yok, Cumhuriyetin kurucusu, milyonlarca seçmeniyle ana muhalefet partisi CHP var.
Siyaset, Türkiye’de daha önce kötü sonuçları görüldüğü üzere bir kez daha yargı üzerinden zorlanıyor.
Sistemi bu kadar zorlamamak gerekiyor. Daha nereye kadar zorlanabileceğini daha fazla sınamakta ülkenin ve halkın yararı yok.