Bugün darbe ürünü dedikleri Anayasa Erdoğan ve Bahçeli’nin ürünü

Haber Tarihi: 29.05.2025


Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 27 Mayıs’ta yeni Anayasa taslağı için 10 hukukçuya görev verdiğini duyurdu. Erdoğan “Milleti bu darbe Anayasası utancından kurtaracağız” dedi. Birkaç gün önce de “Tekrar Cumhurbaşkanı seçilme derdi olmadığını” söylemiş, bu nedenle ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli’den tepki almıştı.

Darbe Anayasası diyerek utanç kaynağı saydığı Anayasa, 16 Nisan 2017’deki halkoylamasında yüzde 51,4 oyla kabul edilen mevcut Anayasa. Bu sonuç Bahçeli’nin desteğiyle alınabilmişti; Bahçeli, partisinin bölünerek İYİ Parti’yi doğurmasını göze alıp kendi koşullarını dayatarak bu desteği vermişti.

İşin ilginç yanı, Sabah gazetesinin haberleştirdiği 10 isim arasında tahmin edilebileceği gibi Erdoğan’ın “Tek adam rejimine” karşı çıkıp CHP oylarıyla Gelecek Partisinden milletvekili seçilip AK Parti’ye geçen Serap Yazıcı Özbudun da var. Ama 2017 Anayasasının yazım ekibinde bulunan AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin de yer almış. Önceki Anayasa yazım ekibindeki Cumhurbaşkanı Hukuk Başdanışmanı Mehmet Uçum’un adını yazmamış Sabah. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın ekip başı olacağını varsayabiliriz buna göre.

O zaman ne demişlerdi?

Bakın bugün “darbe Anayasası dedikleri, mevcut 2017 Anayasası hakkında, az farkla, Erdoğan’ın “Atı alan Üsküdar’ı geçti” sözleriyle kabulü ardından iki lider ne demiş?

Erdoğan: “Tarihimizin en önemli yönetim reformu. (…) Geçmişte anayasalarımız ve yönetim sisteminin belirlenmesi, darbe veya kurtuluş dönemlerinde olmuştur. İlk defa sivil siyaset eliyle yönetim sistemimizi değiştiriyoruz.”

Bahçeli: “Bu çok önemli bir başarı, ihmal ve inkârı imkânsız bir kazanımdır. Egemenliğin yegâne sahibi büyük Türk milleti, ülkesinin geleceği hakkında son sözü söylemiş, istiklal ve istikbaline sahip çıkmıştır.”

Peki, ne değişti de o gün sivil siyaset ürünü olan Anayasa bugün darbe Anayasası oldu?

Evdeki hesap çarşıya uymayınca

Bugün Erdoğan’ın yeniden Cumhurbaşkanı adayı olması önünde en büyük engel olan, bir kişinin en fazla iki defa aday olabileceğine hükmeden 101’inci Madde de Erdoğan ve Bahçeli’nin kefil olduğu bu Anayasada 2017 halkoylamasıyla kabul edilmişti. Ama Erdoğan’ın ömrü vefa ettikçe başta kalmasını sağlayacak bir madde daha eklenmişti 2017’deki 18 Maddelik Anayasa değişikliğine: 116’ıncı Maddeye göre eğer TBMM erken seçim kararı alırsa, Cumhurbaşkanı o dönem Cumhurbaşkanlığı yapmamış sayılarak yeniden aday olabiliyordu.

Ne var ki AK Parti ve MHP oyları Anayasa değişikliğini yeniden halkoylamasına taşımak için yeterli 360 oya ulaşamıyor; başka partilerden toplu transfer yoluyla katılımlar olmadıkça da ulaşacak gibi görünmüyor.

Keza, Meclis’in feshi yoluyla adaylığını sağlamak için de 360 oya ihtiyaç var. Bu belki sağlanabilir ama mevcut ekonomik koşullar artık AK Parti’de iç isyan işareti vermişken seçilememe riski var.

Sivilken darbe ürünü oldu

Yeniden kurulma sürecindeki dünya düzeninde Kürt sorununa siyasi çözüm bulma projesini gündeme almak hem de Anayasayı DEM Parti desteğiyle değiştirme fikri böyle olgunlaştı.

Erdoğan ve Bahçeli’nin ürünü olan ve zamanında ilk sivil siyaset ürünü olarak övdükleri Anayasayı, kapsamlı bir algı operasyonuyla darbe Anayasası olarak anma süreci de böyle hızlandı.

Tuncer Bakırhan 27 Mayıs’ta “Ülkenin başkenti, dili, bayrağıyla hiçbir zaman sorunumuz olmadı” deyiverip “İlk dört madde değişmez” konusunda Erdoğan’ı da Bahçeli’yi de rahatlattı. “Sorunumuz rejimin demokratikleşmesi” dedi Bakırhan. Birkaç saat önce PKK’nın çalışma koşullarının özgürleştirmesi talebi paralelinde üç PKK’lı mahkûmun dana İmralı cezaevine nakledildiği haberi basına yansımıştı.

DEM’in Anayasa’da değişmesini istediği başka maddeler de var. Resmi dil Türkçe kalsa da ikinci eğitim dili konusu gündemde; Madde 42 eğitimle ilgili. “Türk vatandaşlığıyla” ilgili 66’ıncı madde var. Yerel yönetimlerle ilgili 123 ve 127’inci maddeler ile toplantı ve gösteri yürüyüşleri ile ilgili 26 ve 34’üncü maddeler masaya gelebilir, henüz resmileşen bir şey olmasa da.

CHP’ye çağrı ne kadar samimi?

Erdoğan CHP lideri Özel’e “darbe Anayasasını” beraber değiştirmek için bir çağrıda daha bulundu dün. O da İmamoğlu sorunu ortadayken “beraber menemen bile yapmam” diyerek veciz bir yanıt verdi.

Cumhurbaşkanı bu çağrıyı geçen ilkbaharda, “normalleşme” döneminde de yapmıştı. Bahçeli’nin tepkisiyle o süreç rafa kaldırılırken, yine Bahçeli’nin girişimiyle “PKK’nın silahsızlandırılması yoluyla Kürt sorununa siyasi çözüm arayışı” ya da resmi adıyla “Terörsüz Türkiye” süreci, yeni Anayasa söylemi yükseltilerek başlatılmıştı.

Özel’e yapılan çağrıda “Yeniden seçilme derdim yok” cümlesi daha çok sopanın ucundaki havuç gibi duruyor; zaten olmayacağım da demiyor Erdoğan.

Ancak tıpkı Anayasa konusunda geçmişte söylenenlere baktığımız gibi adaylık konusunda söylenenlere de baktığımızda, bunun da yeni olmadığını görüyoruz. T24’te Çiğdem Toker yazmış: 2011 seçimlerini kastederek 2009’da 2012’deki AK Parti Kongresinde, 2023 seçimlerini kastederek 2022’de de bir daha aday olmayacağını söylemiş Erdoğan.

AK Parti CHP uzlaşabilir mi?

Ülkeyi rahatlatacak ve her işimize gelmediğinde değiştirilmeyecek, demokratik, sivil ve gerçek bir Anayasanın AK Parti-CHP işbirliğiyle yazılması en makul yol gibi görünüyor.

Artık olur olmaz her yerde her demokratikleşme talebinin karşısına dikilen bu darbe söyleminden de kurtuılmak gerekiyor.

Bunun için AK Partinin de CHP’nin de tavizler vermesi, yani uzlaşma adımları atması, onun için de önce görüşme koşullarının oluşturulması gerekiyor.








MURAT YETKİN İsimli Yazarın Diğer Yazıları