Gazeteci Altaylı neden tutuklandı?

Fatih Altaylı’nın tutuklanması, rejimin niteliği ve geleceğe dair net fikirler veriyor. Baskı sürecek. Zayıf ve çaresiz iktidarın sunabileceği bir şey kalmadı.

Haber Tarihi: 25.06.2025

Fatih Altaylı, Türkiye'nin en ünlü ve en çok tartışılan gazetecilerinden biri. İki gün önce, çok tanıdık bir yöntemle tutuklandı. Trollerden ya da Saray çevresinden biri hedef gösterdi, savcılık harekete geçti ve sonuç: Silivri. Bu süreç, birçok gazeteci için aynı şekilde işledi. Ancak hiç kuşku yok ki Altaylı’nın tutuklanması, bu iktidar açısından bile ileri bir aşama olarak değerlendirilmeli.

Fatih Altaylı'nın tutuklanma gerekçesinin ne mahkeme tutanaklarında ne de Cem Küçük gibi yandaş kalemlerin yazdıklarında olmadığı kamuoyunca biliniyor. Gerçek nedenler çok başka. Altaylı'nın tutuklama gerekçesi aynı zamanda iktidarın bugün yapmak istediklerini, gelecekle ilgili planlarını ve zaaflarını da gösteriyor.

Yeni Anayasa Gürültüsü Eşliğinde Baskı Sürecek: AKP-MHP bloku, iktidarını sürdürmek için toplumsal muhalefetin tüm kesimlerine baskı uygulamak zorunda. Bu baskılar çoğunlukla da öne çıkan isimlerin tutuklanmasıyla sonuçlanıyor. Sadece politikacılar değil, sendikacılar, gençler, gazeteciler de benzer akıbete uğruyor. Baskı, şiddet ve zorbalık bu rejimin en belirgin karakteri olmaya devam ediyor.

İktidar Zayıf ve Çaresiz: Saray tüm haşmetiyle ortada dursa da, tarihinin en zayıf anını yaşıyor. İdeolojik hegemonya için iletişim alanını neredeyse tamamen ele geçirdi. Ama yetmedi. Fatih Altaylı'nın da içinde olduğu youtube yayınları devasa bütçelerle kurulan medya düzeni kadar etkili yayınlar yaptı. Bir kamera ve tripodla, milyar dolarlık İletişim Başkanlığı’nı zorlar haldeler. Fatih Altaylı'nın da tutuklanmasının en önemli gerekçesi, kuşkusuz yaptığı yayıncılık ve bu yayınların yarattığı etkidir. Haftanın beş günü, her biri 1 milyona yakın izlenen programlarında iktidar karşıtı haberler vermek Saray için fazlasıyla rahatsız ediciydi.

Ne Fikirleri Ne Anlatıcıları Kaldı: AKP, emperyalistlerin desteğiyle yaklaşık 15 yıl boyunca hayaller sattı. Sürekli yeni fikirlerle toplumu ikna etmeye, halkta beklenti yaratmaya çalıştı. Ama artık deniz bitti. Promter’a bakarak atılan nutuklar halkta zerre heyecan uyandırmıyor.

Tüm bunlara ek bir başlık olarak iktidarın etkili bir etkili medya ismi kalmamasını da ekleyebiliriz. Bir periyot öncesini düşünün. Ahmet Altan, Nazlı Ilıcak, Fehmi Koru... Liste uzar gider. Bu isimler AKP’ye en önemli desteği sunanlardı ve kamuoyu yaratmada çok mahirlerdi. Şimdi ise “koca iktidar” Cem Küçük ve Abdülkadir Selvi’ye kalmış durumda. Durumun vahametine bakın. Bu isimlerin Altaylı gibi gazetecilerin yarattığı etkiyi aşmaları mümkün değil. Gerçek hayatın ve onun anlatıcılarının, iktidarın maaşlı illüzyon yaratıcıları karşısında çok daha güçlü olduğu açık.

Hem fikiri hem anlatıcı olmayan iktidar için tek yok kalıyor o da muhalefet edeni tutuklamak.

GÖZDAĞI İŞE YARAMADI

Türkiye’de baskı ve zorbalığı tanımlayan çok söz var ama son yılların en çok bilinen/benimsenen sloganı kuşkusuz “Silivri soğuktur” oldu. Bu slogan, bir yanıyla iktidarın gücünü diğer yanıyla da tedirgin etme isteğini ifade ediyor. İktidarın bu isteği slogan düzeyinde de kalmadı. Sanatçısı, gazetecisi, yazarı, siyasetçisi hatta astroloğu bile Silivri’nin soğuk duvarlarıyla tanıştı.

İktidar bu yöntemle beklediği sonucu alabildi mi derseniz orası koca bir muamma. Gözaltı ve tutuklamaların artması, neredeyse rastgelele denilecek noktaya gelmesi, sıradanlaşması toplum açısından “şok edici” etkisini bitirdi. Korku üretecek bir araç olmaktan çıktı.

İktidarın operasyonlardan beklediği, “geri çekilme” eğilimi de yaratmadı. Hatta tam tersi oldu, büyük bir adaletsizlik duygusu oluştu, öfke büyüdü. İddianamedeki gerekçelere kimse bakmaz oldu. Tüm tutuklamalar halkın gözünde “iktidarın kendini koruma refleksi” olarak kodlandı. Bu durum kamuoyu yoklamalarına da yansıdı. Her operasyon iktidara olan desteği biraz daha aşağı çekti.

Tüm bunlara rağmen biliyoruz ki iktidar yine de bu yoldan vazgeçemez. Çünkü bu yöntem sadece Saray’a ait değil. Halk desteğini yitirmiş, rıza üretme kabiliyetini kaybetmiş tüm iktidarların ortak özelliğidir bu. Bir başka ortak özellikleri ise hiçbirinin ömürü istedikleri kadar uzan olamamasıdır.

Saray’ın danışmanı Oktay Saral, Altaylı tutuklanmadan önce sosyal medyada “Suyun ısındı” diyerek bir mesaj paylaşmıştı. Bugün iktidara baktığımızda suyun derecesini tam olarak ölçmek mümkün değil. Ama rahatlıkla kum saatinin terse döndüğünü söyleyebiliriz. Her gün birkaç kum tanesi daha aşağıya akıyor. Üstelik bu kadar baskı ve zorbalığa rağmen.

Neydi o ünlü söz:

“Kılıçla her şeyi yapabilirsin ama üzerine oturamazsın.”








Bu Bölümdeki Diğer Haberler

Seçmece gazeteciler!!
Haber Tarihi: 19.06.2025
İç cephe nasıl güçlendirilecek?
Haber Tarihi: 18.06.2025
“Dostum Trump” ve İsrail meselesi
Haber Tarihi: 18.06.2025
BOP; İsrail-İran ve Türkiye…
Haber Tarihi: 18.06.2025
En kötüsü…
Haber Tarihi: 18.06.2025
Cumhurbaşkanı mı sultan mı?
Haber Tarihi: 18.06.2025
Namuslu ve parasız siyaset!
Haber Tarihi: 12.06.2025
İtirafçıların sicili
Haber Tarihi: 10.06.2025
MİLLET İRADESİNE SAHİP ÇIKIYOR
Haber Tarihi: 05.06.2025
Sus! Öde ve katlan
Haber Tarihi: 16.05.2025
Barış değil öç alma
Haber Tarihi: 14.05.2025
Organize kumpasın azmettiricisi kim
Haber Tarihi: 10.05.2025
Cuntanın Somutlaşmış Hali
Haber Tarihi: 10.05.2025
Multi siyasi teröristlerimiz
Haber Tarihi: 10.05.2025
AKP’nin kumdan kaleleri düşerken
Haber Tarihi: 06.05.2025
Özel'e saldırı geçiştirilmemeli
Haber Tarihi: 05.05.2025
Soyumuz kuruyor…
Haber Tarihi: 05.05.2025
Delilsiz suçlamayla 30 yıl hapis!
Haber Tarihi: 01.05.2025
Yapamadınız, yine yapamayacaksınız!
Haber Tarihi: 26.04.2025
Mevzu bıyık!
Haber Tarihi: 26.04.2025
Çiğneye çiğneye anayasa mı kaldı?
Haber Tarihi: 26.04.2025
Anayasa’ya aykırı 2611dianame
Haber Tarihi: 26.04.2025
Vicdan mahkemesi duruşma notları
Haber Tarihi: 26.04.2025
Dipten gelen dalga!
Haber Tarihi: 26.04.2025
Kumpas heybesindeki büyük turp!
Haber Tarihi: 13.04.2025
Sözümüz hiç bitmeyecek!
Haber Tarihi: 13.04.2025
Yapacağız, edeceğiz… E peki?
Haber Tarihi: 13.04.2025
Vali olmayan yasa ile yasak getirmiş
Haber Tarihi: 13.04.2025
Faşizmin Hedefinde Barolar ve Avukatlar
Haber Tarihi: 13.04.2025
Anayasa’ya aykırı 2589dianame
Haber Tarihi: 13.04.2025
Alın terimiz holdinglere akarken
Haber Tarihi: 13.04.2025
Baharlar tekin değil!
Haber Tarihi: 13.04.2025