Meydanda lanet... Limanda ticaret!

Okunma Sayısı: 762    |    Yazı Tarihi: 03.01.2024


2024, 2023’ten öyle sorunlar devraldı ki içinden nasıl çıkacak, bilinmez! Sanki, “Değişen sadece takvim yaprağı, memleket gündemi olduğu gibi yerinde duruyor” diye geldi 2024!

Daha yılın ilk günü sabah başladı haber yoğunluğu... İktidarın seri üretime bağladığı en etkili alan, kriz! Özü, Filistin’e destek, İsrail’e lanet olan bir buluşmanın başına “Şehitlerimize rahmet” de konunca yelpaze genişledi.

Üniversite öğrencisi Ege’nin hilafet bayrağı taşıyan bir göstericiye attığı yumruğa yargının gösterdiği hız gelişmelerin seyrini değiştirdi.

İsrail’le ekonomi dahil bütün ilişkileri tıkır tıkır yürütürken bu ülkeye lanet okuyan mitinge evlatdamat göndermek konunun bir başka boyutu!

***

Daha Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da yaşanan “süper krizin” düğümü çözülmeden gündeme gelen “hilafetçiye yumruk tutuklaması” ancak şöyle özetlenebilir:

Yurtta kaos, cihanda kaos!

İktidarın en büyük besin kaynağı da bu!

Ciddi bir kriz mi gündeme geldi, çözüm basit:

Daha büyük bir kriz üret, mevcut kriz gölgede kalsın!

Üstelik milletin gerçek gündemi de gerilerde kalsın!

2023’te iliklerimize kadar hissettiğimiz ekonomik krizin faturası tümüyle halka çıkarıldı. 2024’ün zamları ilk günden milletin yaşamına geldi. Önce ulaşımdan gıdaya her alanı etkileyecek zamlar yürürlüğe girdi. Daha sonra maaşlara yapılacak zamlar konuşulacak. Eskiden kaşıkla verip kepçeyle almak deyimi vardı. Şimdi tersine döndü:

Önce kepçeyle almak, sonra kaşıkla vermek!

Yerel seçimlere giderken seçmen, bu gerçekleri dikkate alarak oyunu kullanacak. İşte bu olmasın diye, başka deyişle ekonomi gündeme gelmesin diye her şeyi yapıyorlar.

Seçmen üç duyguyla sandığa gider:

Korku, öfke, umut...

İktidarın halka verebileceği bir umut yok. Diyebildikleri tek şey şu:

- En kötü geride kaldı!

Eee... Gelecekte ne var? Daha az kötü!

Öfke de bir sandık tepkisidir. Seçmen kime kızgınsa sandıkta onun defterini dürer. İktidar, öfkeyi muhalefete yöneltmek istiyor, terörist ilan etmeye kalkıyor, olmuyor.

Geriye korku kalıyor. İstanbul’daki hilafet gösterisinden Anıtkabir’de şeriat sloganına kadar pek çok olay, yerel seçime yönelik kurgunun bir parçası gibi duruyor.

Bu oyunu bozmak muhalefete düşer...

***

Bilal Erdoğan’ın Irak’ın kuzeyindeki şehitlerimizle Gazze’de yaşanan büyük dramın kökünü birleştirmesi, bir başka tartışma konusu.

Türkiye, AKP iktidarlarına dek, bölgemizdeki krizlerde, savaşlarda genellikle çözümün parçası olurdu. İran-Irak savaşından İsrail-Mısır gerginliğine kadar geçmişteki pek çok olayda Türkiye, “Bütün taraflarla görüşebilen ülke” kimliğiyle pozitif rol oynardı.

Şimdi görünüm değişti; artık çözümlerin değil, krizlerin bir parçası haline geliyoruz.

İsrail’le Hamas arasındaki savaşın bir an önce kalıcı bir barışla sonuçlanması Türkiye’nin de lehinedir. Ancak burada İsrail’i lanetlerken Irak şehitlerimizi de bu tartışmanın içine sokmak elini ateşe sokmak değil midir?

Erdoğan dün ne olursa olsun Suudi Arabistan’la ticaretimiz bozulmayacak, dedi. Anlaşılan aynı şey İsrail’le de geçerli. Davutoğlu, savaştan bu yana yüzlerce gemimizin İsrail limanlarına yük taşıdığını açıkladı.

Slogan şu olsa gerek:

Meydanda lanet, limanda ticaret!


MUSTAFA BALBAY İsimli Yazarın Diğer Yazıları